5 Ağustos 2021 Perşembe

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 47. yıl dönümü-Yılmaz Parlar

  


Yavru Vatan, Ana vatan, Mavi Vatan

 

Kıbrıs Türk Kültür Derneği (KTKD) İstanbul Şubesi tarafından, KKTC İstanbul Başkonsolosluğun himayelerinde gerçekleşen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 47. yıl dönümü kapsamındaki resepsiyonda;  KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı konuşmasında Bölgede bulunan doğalgaz rezervleri ile yeniden dünya gündemine oturan Kıbrıs ve Türkiye için Mavi Vatan sözcüğün altını çizdi.



2 Ağustos 2021 Salı günü tarihin irili ufaklı onbinlerce kültürel sanatsal heykellerini bünyesinde barındıran İstanbul Arkeoloji müzede gerçeklesen etkinlikde birbirinden güzel anlamlı gerçeklere dayanan çok değerli üç konuşmacı; KTKD İstanbul Şubesi Yönetim Kurul Başkanı Zehra Bilge Eray, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Kıbrıs’ın tarih derinliklerinden günümüze ufuk turu atdırdılar.



Hafızaları tazeleyen bilgileri Mavi Vatan sözleri süsledi. Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs adası etrafında eşit hak sahibi olunan doğal kaynaklara Anavatan Türkiye ile birlikte sahip çıkma kararlığı, bağları kuvvetlendiren, ulusal çıkarların korunmasında, hak ve hukukun müdafaasında çok önemli bir stratejik boyut kazandırdı. 



Hiç tereddüt etmeden mücadelede canlarını ortaya koyan aziz şehitlere ve Atamıza saygı duruşu sonrası Deniz Kuvvetlerin bandosu eşliğinde İstiklal marşımızın okunmasıyla başlayan Etkinliğe, ayrıca 1.Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, KKTC İstanbul Baş Konsolosu Seniha Birand Çınar, Yüksek rütbeli subaylar, Gaziler, her Uluslararası platformda KKTC’ı dile getirecek Başkanlığı Musa Karademir’in yaptığı BDU Diplomatlar Birliği Yönetim Kurul üyeleri, Pop ses sanatcısı Ziynet sali, elit davetliler katıldılar.



KTKD İstanbul Şubesi Yönetim Kurul Başkanı Zehra Bilge Eray özetle “Temmuz 1974 Mutlu barış Harekatının  neden yapıldığını anlamak , anlatmak, ve unutmayıp unutturmamak için 1974 öncesi Kıbrıs’ta yaşananları gözden  geçirmek  gerekir.

20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı Kıbrıs Türklerinin gerçek bir soykırımdan Kurtarılarak yenide hayat  buldukları gündür. 



1571 Yılında  Osmanlı İmparatotluğu Tarafından  Fethedilen, Türk vatanı olan Kıbrıs, Osmanlı imparatorluğunun  zayıflaması sonucu 1878 de İngiliz sömürge idaresine geçmiştir.”  


Kıbrıs adasında  yıllarca birlikte yaşamakta olan Rumların  Büyük ideali Enosisi anlatan Eray “ 1 Nisan 1955 yılında Tethiş örgütü EOKA yı  kurarak saldırılarına başladılar. İlk günlerde İngiliz sömürge yönetimine ve İngilizlere saldırılarda bulundular.  Asıl hedefleri ise ENOSİS için en büyük engel olarak gördükleri  Kıbrıs ‘taki Türk toplumu idi. Amaçları İngilizleri adadan kovmak, Türkleri  hazırladıkları planlarla toplu olarak katlederek  ENOSİS’ i  ilan etmekti.”



1950 li yıllardan başlayarak  tüm dünya devletlerinin gözü önünde devam eden   saldırılar 1957-1958  yıllarında arttırılarak adada Türkler için  yaşam şartları dayanılmaz hale geldi. saldırıları sonlandırmak için yapılan  1959-1960 Londra ve Zürih antlaşmaları sonunda 1960 yılında  Türklerin ve Rumların aynı hakları kazandığı bağımsız KIBRIS Cumhuriyeti Kuruldu. 1960 yılı Barış yılı oldu.” Ancak   3 yıl sürdüğünü ifade ederek “21 Aralık 1963 akşamı Akridas Katliam planını uygulamaya başladılar. Kıbrıs Cumhuriyetini  darbeyle, silah zoruyla, kuruluş anlaşmalarına ve Anayasaya aykırı hareket ettiler….Tarifi anlatılmaz katliamları yaşadık. 1963-1974 arasında 11 yıl devam eden açık hava hapishaneliği müddetinde türkler baskı ve zülüm gördüler…Akritas planı ile başlattıkları katliamlara büyük bir titizlikle hazırladıkları İfestos 1974  katliam planı ile 15 temmuz 1974 sabahı saldırıya geçtiler. Özetiyle 20 temmuz 1974 Barış harekatın başlama sebebini vurguladı.



Vali Ali Yerlikaya Rumların, Kıbrıs Türkü'nü azınlık olarak görmeyi sürdürdüklerini, eşitlik temelinde çözümü her zaman reddetme alışkanlıklarına devam etdiklerini, garantör Türkiye'nin her zaman KKTC yanında olacağın altını çizdi. Barış harekatın bunun adeta bir sembolü olduğunu ima ederek, 20 Temmuz, zulme son verilen, Kıbrıs Türk halkının istiklalini kazandığı ve adaya barışın geldiği kurtuluş günü olduğunu belirten uzun güzel bir  konuşma yaptı. 

Cumhur başkanı Ersin Tatar’ın çoşkulu dinamik konuşmasında; bağımsızlık mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük ile Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı zaman zaman minnetle anarak yaptığı konuşmasında “Vatanımızda özgür ve korkusuzca yaşıyorsak, bunu aziz şehitlerimize, Mücahit ile Mehmetçiklerimize borçluyuz.”sözleri minnetini yankılandırdı.

Tatar, yine acılı tarihi gözler önüne serdi. Hukuksuzlukdan yoksun ülkelere seslendi.

Türk askerin 16 Ağustos 1960 tarihinde 82 yıllık bir aradan sonra Kıbrıs’a yeniden ayak basdığını, Zürih ve Londra Anlaşmaları ile, Türk ve Rum halklarının eşit kurucu ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ömrünün ancak 3 yıl olabildiğini tekrarladı. Enosisi, Akritas Planı’nı, Anayasa’da Türklere tanınan bütün haklar da ayaklar altında çiğnendiğini, 21 Aralık 1963 tarihinde Kıbrıs Türklerine yönelik silahlı saldırıların başladığını yapılan katliamları dile getirdi.  20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın önemini vurguladı.  

Resepsiyon İTO bünyesindeki Cemile Sultan soysa tesislerinden getirtilen ikramlarla ve sohbetlerle harıra fotoğraları çekilerek son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com

30 Mayıs 2021 Pazar

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İzmir il binası açılışını yaptı.-Yılmaz Parlar

 


DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İzmir il binası açılışını yaptı.

Açılış konuşmasında Ali babacan “ Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip  Erdoğan'ın, Meral Akşener'i hedef alarak,   "Daha neler olacak neler" sözlerine tepki gösterdi

Babacan, "Artık Cumhurbaşkanlığı görevini neredeyse bir kenara bırakmış, bir siyasi rakip olarak, devlet gücünü kullanarak, ‘Ben rakiplerimi nasıl yıldırırım, nasıl korkuturum” bunun derdine düşmüş. Artık bu iktidarın gitme zamanı hızla yaklaşıyor" dedi.



Babacan konuşma özeti ; “Bu ülkede halkın iradesiyle, halkın desteğiyle artık yönetmeyi zor görenler, halkın iradesinin zayıfladığını görenler; hukuksuzlukla, çeteyle, mafyayla, suç örgütleriyle bu ülkeyi idare etmeye çalışıyorlar. Bu ülkeyi parsel parsel suç örgütleri arasında paylaştırıyorlar. Son bir aydır ortaya saçılan bu pislik… Her yerden adeta irin fışkırıyor…

Bugün demokrasimiz iyi işlemiyorsa bunu sebebi sizsiniz, başka yerlerde aramayın suçluyu. Siz ülkeyi yönetilmesi gerektiği gibi yönetin; gerçek anlamda demokrasiyle, hukukun üstünlüğü ilkesiyle yönetin, bu ülkenin karşısında hiçbir güç duramaz. Bugün ülkemizi karamsarlığa itenler, gençlere umutsuzluktan başka hiçbir şey vaat edemeyenler, bu milleti geçmişin acılarıyla tehdit etmeye çalışıyorlar.” Sözleriyle ülkenin iyi yönetilmediğine vurgu yaptı.

 

Babacan “Öncelikle siz yönetim olarak hukuka bağlı kalın, hukuk içerisinde kalın, çeteyle, mafyayla, illegal yapılarla gerektiği kadar mücadeleyi ortaya koyun, ondan sonra korkmayın. Böyle yapmıyorlar. Kimse geçmişin travmalarıyla bu milletten oy toplamak gibi ucuz hesaplara kalkışmasın. Kimse o eski Türkiye'nin karanlığını bugünün Türkiye'sine bir sopa gibi de kullanmaya kalkmasın.”ifadelerini kullandı.

 

DEVA PartisiBaşkanı Ali babacan, Ülkemizin çok derin bir yönetim krizi yaşadığını, birkaç haftadır yasa dışı faaliyetlerin siyasetin merkezine oturduğuna dair iddialara tanık olduğumuzu, söyleyerek “Bakanları, siyasetçileri, bürokratları ve hatta kendilerini gazeteci diye tanıtıp şahsi çıkar peşinde koşanları da kapsayacak çerçevede vahim iddialar, ithamlar duyuyoruz. Ülke gündemini işgal eden bu iddialardan, bu mafya-siyaset-bürokrasi üçgeninden ülkem adına utanç duyuyorum. Daha kötüsü tüm ülke bu iddialarla çalkalanıyor fakat tek bir savcı dahi bir süreç başlatmıyor, başlatamıyor.”açıklamalarında bulundu.

 

Babacan “Bugün karşı karşıya olduğumuz mesele, sadece gündeme düşen bazı iddialardan da ibaret değil. Sorun, ülkeyi yönetenlerin çarpık zihniyetinin ve bu kötü siyaset anlayışının varlığı aslında. Sorun, hukuk devletinin katledilmiş olması. Sorun sivil toplumun ve özgür basının ve ifade özgürlüğünün önemli bir ölçüde yok edilmiş olması. Sorun, tarafsız ve bağımsız yargının neredeyse ortadan kaldırılmış olması.

Tüm bu olanlar bir diğer vahameti daha ortaya koyuyor. Tüm bunlar bugünkü iktidarın halkımızın gerçek gündeminden tamamen uzaklaştığını gösteriyor. Çiftçilerimiz kan ağlıyor. Hiç yaşanmayan olaylar yaşıyoruz; traktörler haczediliyor bugün. Vatandaşlarımız pazarda yere düşen sebzeleri-meyveleri toplayıp evine götürüyor. Esnaf siftah yapamıyor. Hele hele kapanma döneminde destek de vermedikleri için esnafımız aç biilaç ortada bırakılıyor.

Emeklilerimiz, sabit gelirlilerimiz, enflasyon karşısında, gerçek hayat pahalılığı karşısında her gün satın alma güçlerinin düştüğünü görüyorlar. Bu ülkede artık yoksulluk intiharları var. İlk defa bu hükümet maalesef bunları da gösteriyor.”dedi

Babacan sözlerine devamla “ (Sedat Peker'in iddiaları) Bu iddiaların ortasındakilerden birisi de televizyon programına çıktı; anlatıyor, anlatıyor… Ya sen önce sorulanlara cevap versene, bir sürü iddia var onlara cevap versene. Konuyu hedefinden saptırıp başka kişilerin isimlerini telaffuz ediyor, arada benim de adımı geçiriyor. Ne diyor? ‘Kritik bir dönemde Ali Babacan vatandaşın ekonomisini düşünüyor' diyor. Ne yapacaktım? Sizin aklınız başka yerlerde olabilir. Sizin aklınız şahsi çıkar hesaplarında olabilir, siyasi çıkar hesaplarında olabilir, ala verede, dala verede, kumpaslarda olabilir. Biz tabi ki vatandaşları düşüneceğiz.

Ben o gün ekonominin koordinasyonundan sorumlu başbakan yardımcısıydım, tabi ki ekonomiyi düşüneceğim. Kişi kendinden bilir işi, devamını konuşmayalım… Siz herkesi kendiniz gibi şahsi ikbal peşinde koşanlardan görüyor olabilirsiniz, biz öyle değiliz. İstediğiniz kadar iftira atın, istediğiniz kadar karalayın. Bunların hiçbirisi tutmaz. Bizim geçmişimizden zerre kadar bir şüphemiz olsa bu yola baş koymazdık.

 Siz kendinize bakın. İktidarın büyük ortağının, küçük ortağına mahkum olduğunu bilip; küçük ortak üzerinden kendinize güç devşirip, birkaç gün daha bakanlık yapmak bu kadar kıymetli bir şey değil ya… Nasıl olsa bu görevlerin hepsi bitiyor. Bu görevler bittikten sonra siz bu ülkenin vatandaşının karşısına mertçe çıkabiliyor musunuz, alnınız ak başınız dik çıkabiliyor musunuz, mesele budur. Siz bunları düşünün.

Dün çıkmış, bir muhalefet partisinin genel başkanına yapılan bir siyasi şiddeti destekliyor ve daha fazlasını teşvik ediyor. Akıl alır gibi değil ya. Bir devletin varlık sebeplerinden en önemlisi vatandaşının güvenliğini sağlamaktır. ‘Başına gelen iyi oldu' diyor. ‘Daha da fazlası olacak' diyor. Böylesine artık gözleri körleşmiş, böylesine bu ülkenin gerçeklerinden kopmuş… O iktidarı kaybetme korkusu iliklerine kadar işlemiş. Benim, dünkü konuşmadan gördüğüm tablo bu.

Artık Cumhurbaşkanlığı görevini neredeyse bir kenara bırakmış, bir siyasi rakip olarak, devlet gücünü kullanarak, ‘ben rakiplerimi nasıl yıldırırım, nasıl korkuturum' bunun derdine düşmüş. Artık bu iktidarın gitme zamanı hızla yaklaşıyor.”dedi

yilmazparlar@yahoo.com

16 Mayıs 2021 Pazar

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, hüküm giymiş Organize suç örgütü lideri hakkında açıklamaları-Yılmaz parlar

 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş isim hakkında açıklamaları

Babacan bir televizyon kanalında soruları cevaplarken özetle “Şu anda ülkenin karşı karşıya kaldığı tablo gerçekten çok can sıkıcı ve üzücü bir tablo. Çete, mafya, suç örgütü gibi yapılar devletin zayıfladığı, kamu görevlileriyle bu tür yapılar arasındaki ilişkilerin güçlendiği durumlarda böyle tezahür eder.

Bunlar 1990’lı yılların karanlığında bu şekilde vardı. Bunların tekrar tezahür etmesi ülkemiz adına çok üzücü bir durum” değerlendirmesi yaptı.

*Burada bir sürü iddia var. Normal işleyen bir devlet yapısında bunları değerlendirmek siyasi partilerin işi olmamalı. Savcılıkların derhal harekete geçip bu iddiaların doğru olup olmadığını araştırması lazım.

*Normal bir devlette, işleyen bir devlet yapısında olması gereken budur. Bu kadar iddia varsa, bu iddiaların doğruluğu, yanlışlığı açık bir şekilde ortaya konmalıdır. Bunun doğru adresi yargıdır.

*Daha yakın bir zamanda bir suç örgütünün hapiste olan bir lideri, iktidarın küçük ortağının açık desteğiyle, açık bir şekilde mecliste özel bir yasal düzenlemeyle serbest bırakıldı. Türkiye’de siyasal şiddet yeniden sokaklara döndü. Gazeteciler ismen hedef gösteriliyor ve sokakta şiddet görüyorlar. Buradaki üzücü durum, bu ülkedeki bütün yetki tek elde toplandı.

Sayın Cumhurbaşkanının da nihai bir sorumluluğu var. Gazeteciler, siyasetçiler sokak ortasında şiddet gördü. Sayın Cumhurbaşkanının en ufak bir ifadesini duymadım bu konularda. Böyle durumlarda devlet, devlet olduğunu gösterir. Açıklamalarında bulundu.


yilmazparlar@yahoo.com

8 Mart 2021 Pazartesi

Akıllı Kadından Akıllı Kent-haber Yılmaz parlar

  Akıllı Kadından Akıllı Kent

Daha adil, güvenli ve refah şehir yaratmak için teknolojiyi mükemmel kullanan şehrin algısını değiştirmek hedefli faaliyetlerin otomasyonu sayesinde vatandaşların yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve iş süreçlerinin maliyetlerinin düşürülmesi gibi fayda sağlıyan akıllı şehir projelerini uygulayan, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma şahin’den söz ediyoruz…




Gaziantep Kentini, daha verimli ve sorunsuz hale getirmek için yenilikçi teknolojilerin uygulanmasına, teknolojilerin geliştirilmesine yatırım yaparak, akıllı şehrin iç süreçlerinin yönetimini basitleştiren ve şehrin yaşam standartlarını iyileştiren birbirine bağlı bir iletişim ve bilgi teknolojileri sistemini uygulayan projeleriyle, siyaset alanında başarı gösteren Fatma şahin çok sayıda Belediye başkanlarına ilham veren bir idol bir rol model…

Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı “Başkan Anlatıyor” programına konuk olan Türkiye Belediyeler Birliği  ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin öncelikle, sanayiden gastronomiye, turizmden tarıma her konuda yaptıkları çalışmaları ifade etdi. Ardından Ekonomi Gazetecileri Derneği gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Güçlü bir sanayi şehri ve ihracatta 5. sırada olan Gaziantep için ekonominin çok önemli olduğunu söyleyen, Başkan Şahin, 2014 yılında şehrin küresel ölçekte rekabet gücünü artıracak bilimsel araştırmalar yaptıklarını ve etki analizlerine bakıp, test edip ona göre bir yol haritası çizdiklerini belirtti. 




Gerçekdende, yüksek kentleşme seviyeleri yüksek GSYİH ile ilişkilidir hızlı ekonomik büyüme kentleşmeyi hızlandırma eğilimi gösterir. Dünya nüfusunun yarısından fazlasının şehirlerde yaşadığı göz önüne alındığında, Kentleşmenin zorlukları iyi bilinmektedir. Sağlık başda olmak üzere riskleri pek çokdur. 

Teknoloji ve insan merkezli olmak teknoloji ve dijitalleşme şehirlerde daha fazla kapsayıcılık ve eşitlikçi fırsatlar yaratırken aynı zamanda daha fazla verimlilik artırmayı sağlar.

Teknolojilerin genişliği ile, toplumun süreçlere katılımının, çok çeşitli dijital ve elektronik teknolojilerin şehre ve topluluklara uygulanması, bilgi iletişim teknolojilerin, bölgedeki çalışma ortamlarını yükseltmek için uygulanması, operasyonel verimliliği artırmak, vatandaş refahını artırmak gibi ilke hedefli Fatma şahin, mevcut sanayi alt yapının çok güçlü olmasına rağmen, montaj sanayinden çıkıp makineleşmekle yüksek teknolojiye çıkmak elzem   durum niteliği taşıdığını vurguladı.

Başkan Şahin, ilgili olarakda özetle ;“Kenti sanayide yükseltecek verileri elimizde bulundurmamız açısından bir rapor hazırlattık. ‘Bizi yüksek teknolojiye ne geçirecek’ konulu bu raporda bazı başlıklar ortaya çıktı. Eğitim bunlardan birisiydi.




Ar-Ge inovasyon gibi konularda bir dizi çalışmalar gerçekleştirdik. Oluşturduğumuz raporu da merkezi  , AR-GE ve inovasyon merkezi, model fabrikası ihtiyacının olduğunu tespit ettik. Sanayide yüksek teknolojiye geçme hedefimize devam ediyoruz. Sanayi Bakanlığı tarafından model fabrika kuruldu, AR-GE inovasyon merkezimiz güçleniyor.”açıklamarında bulundu.

Belediye Başkanı Fatma şahin yine başlıklar halinde açıkladığı icraatları “Bizim açımızdan şehir ekonomisi çok mühim. Bilişim A.Ş.’yi kurduk. Özellikle yazılım ve donanım kapsamında büyük yol kat ettik. Sağlık Bakanı ile Hayat Eve Sığar Kodu ile ilgili hızlı bir protokol yaptık. Akıllı Ulaşım’ projesi ve pandemide devreye soktuğumuz HES protokolünün entegrasyonu ile temaslı bireylerin toplu ulaşımı kullanmasının önüne geçtik.”  Dedi. 

Yine önemle altını çizdiği konulardan “Dünyanın en eski yerleşim yeri olarak Gaziantep 9’uncu sırada bulunuyor. Kültür ve sanatta da turizm çerçevesinde şehri hazırlamamız gerekiyor. 5 antik kentimiz var. Bunların hepsi UNESCO’nun geçici listesinde yer alıyor. Dünya Bankasına göre Gaziantep dünyanın 7. rekabet etme gücü yüksek olan şehir. 

Panorama Müzesi ile Antep Savunması’nın kahramanlık anları bugüne yansıtılacak. Rumkale’de Türkiye’nin en büyük cam terasını yapıyoruz. Rumkale’de ayrıca bir sahil düzenlemesi yaptık. Su sporları festivali düzenledik. 

Arkeorotaya girmek için Anadolu Arkeloloji Enstitüsünün bütün işlemleri tamamlanmak üzere. Çok büyük bir laboratuvar var karbon analizi yapan. Arkeoloji kütüphanesi var. 450 akademisyenin çalıştığı çok büyük bir network var. Bu Arkeorota bizi İpek Yolu’ndan buraya getirecek.” Şeklinde özetle mükemmel çalışmalarını sıraladı.

Proje kapsamında 27 milyon fidan dikileceğine vurgu yapan Şahin, kişi başına düşen yeşil alanı artırmayı, karbondioksit salınımını azaltmayı hedeflediklerini, Enerji A.Ş.’yi kuracaklarını iklim master planı yaptıklarını, Gaziray gibi çok büyük proje çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Zorunlu yapacaklarının altını çizen Başkan Şahin, “Dünyanın kodlarına güçlü şekilde hazırlanmamız, yenilenmemiz lazım. Bilgi ve yeşil ekonomiyi nasıl çözeceğiz bunu konuşacağız. Şehir ekonomisini güçlü şekilde hayata geçirmemiz, bölgesel kalkınmayı planlamamız ve insanımızı buna hazırlamamız lazım. Şehrin kendi kendine yetebilmesi adına tohum bankası, baharat kütüphanesi kuruyoruz.  Kendi üretimimizi kendimiz gerçekleştiriyoruz.” Gibi daha pek çok yaptıklarını ve yapacaklarını özetledi.

Bizde Başkanın akıllı projelerin önemine katılıyoruz.. 

Akıllı kent, Yaşam kalitesini iyileştirirken, şehir işlevlerini optimize etmek ve ekonomik büyümeyi sağlamaktır.

Enerji tasarrufu ve verimlilik akıllı şehirlerin ana odak noktalarıdır. Akıllı sensörler kullanarak,  Akıllı şebeke teknolojisi, operasyonları, bakımı ve planlamayı iyileştirmek ve talep üzerine güç sağlamak gibi faydalar sağlar. 

Akıllı binalar aynı zamanda akıllı şehir projesinin bir parçasıdır. Akıllı şehir girişimleri, iklim değişikliği ve hava kirliliği gibi çevresel kaygıları da izlemeyi ve ele almayı hedefliyor. Atık yönetimi ve sanitasyon, akıllı teknoloji ile, sistemin yaşam kalitesini iyileştirme ve ekonomik büyümeyi sağlama hedeflerine ulaşmak için bağlı IoT cihazları ve diğer teknolojilerden yararlanırlar. 

Bu Akıllı tekonojileri kullanan Akıllı Belediye Başkanın Uluslararası düzeyde örnek bir şehir yaratacağı inancındayız.

yilmazparlar@yahoo.com

28 Şubat 2021 Pazar

Türkmenin Refah İlkesi

   


Türkmenin Refah İlkesi 



Türkmenistan’ın Bağımsızlığının 30. Yılında 2021 yılının “Türkmenistan-Barış ve Güven Ülkesi” yılı olarak ilan edilmesi, Devlet Başkanı Sayın Gurbanguly Berdimuhamedov’un armağan etmiş olduğu “Türkmen’in Refah İlkesi” kitabının Türkçesinin tanıtım “Türkmenistan–Barış ve Güven ülkesi” yılı  

Türkmenistan Devlet Başkanı’nın Kitabının Tanıtım Toplantısı yapıldı. 



İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa sosyal Bilimler Yüksek okulu Sarigazi yerleşkesi konferans salonunda 26 Şubat 2021 Cuma günü gerçekleşen tanıtım toplantısında; Türkmenistan İstanbul Başkonsolosu Myratgeldi Seyıtmammedov, yaptığı açılış konuşmasında; “Türkmenin Refah İlkesi” kitabı on iki bölümden ibaret olup, kitapta hayatın mayası, zeminin esenliği, ebedi yaşamın yönleri, bilimin önemi, sağlıklı yaşam ilkeleri, çalışkanlık, misafirperverlik, dostluk ve kardeşlik ilişkileri, birlik-beraberlik gibi kavramlar kapsamlı olarak anlatılmaktadır."dedi



 İki ülkenin İstiklal Marşlarının okunması ve saygı duruşu sonrası  Türkmenistan İstanbul Başkonsolosu Myratgeldi Seyıtmammedov,  Türkmenistan Ankara Büyükelçisi Işankuli Amanliyev, Çanakkale 18-mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa HAYEF Prof. Dr. Yıldız Kocasavaş, Türk Dünyası Danaışma ve Yarımlaşma Derneği Halit Kanak

Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Üniversitesi Merdan Baycanov, Marmara Gurubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Başkan Yardımcısı Sezgin Bilgiç, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa HAYEF Doç. Dr. Nurcan Güder, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Adın birer konuşma yaparak kitabın içeriklerin öneminini vurguladılar..

 

Türkmenistan İstanbul Başkonsolosu Myratgeldi Seyıtmammedov,  Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Gurbanguly açılış konuşmasında Berdimuhamedov’un armağan etmiş olduğu “Türkmenin Refah İlkesi” kitabının Türkçesinin tanıtılması amacıyla düzenlediğimiz konferansa katılım için teşekür ederek, "Orta Asya’nın ekonomik açıdan hızlı büyüyen ve dünyanın enerji kaynakları bakımından zengin ülkesi olan Türkmenistan devletimiz, “Türkmenistan - Barış ve Güven Ülkesi” yılı olarak ilan edilen 2021 yılında Bağımsızlığının 30. Yılını kutlayacak."sözleriyle konuşmasına ufuk turu yaptırarak devam etdi. 

Seyıtmammedov, "Türkmenistan, bağımsızlığını kazandığı ilk yıllardan itibaren Dış Politikada önemli başarılar elde etmeye başladı. BM Genel Kurulu,  12 Aralık 1995 tarihinde Türkmenistan’a “Daimi Tarafsız Ülke” statüsünü vermiştir. Nitekim Türkmenistan’da tarafsızlık, devletin en önemli ilkelerinden biri olarak kabul edilmekte ve Dış Politika bu statü temelinde belirlenmektedir. “Aktif tarafsızlık” ve “Açık Kapılar” politikaları çerçevesinde Türkmenistan, dünya devletleri ile ikili ve çok taraflı ilişkilerini geliştirerek, Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Bağımsız Devletler Topluluğu gibi birçok uluslararası ve bölgesel örgütler çerçevesinde çeşitli girişimlerde bulunmayı sürdürmektedir." açıklamalarında bulundu. 



Başkonsolosu Myratgeldi Seyıtmammedov,"Devletimizde son yıllarda her seneye özel bir sloganla uluslararası başlangıçlara vesile olmak gelenek haline dönüştü. 2015 “Tarafsızlık ve Barış” yılı, 2016 “Mirasa saygı duymak, Vatanı geliştirmek”, 2017 “Sağlık ve Mutluluk”, 2018 “ Sağlık ve Bahtiyarlık”, 2019 “Türkmenistan – Başarılar ülkesi”  yılı olarak ilan edilmiştir. 2020 yılı Tarafsızlığının 25. yılı vesilesiyle  “Türkmenistan - Tarafsızlığın ülkesi” yılı olarak ilan edildi." dedi  Bu senenin, sloganın “Türkmenistan - Barış ve Güven Ülkesi” olarak seçilmesi ise, Bağımsız ve tarafsız Türkmenistan’ın girişimleriyle BM Genel Kurulunun 73. Oturumunda Türkmenistan’ın başlangıçları üzerine 2021 yılını “Uluslararası barış ve güven yılı” olarak ilan etmeye yönelik Kararını oybirliğiyle kabul edilmesi açısından önemine dikkat çekdi.

 


Seyıtmammedov,"Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Gurbanguly Berdimuhamedov Türkmen halkının tarihi, kültürü, sanatı, sosyo-ekonomik hayatı, geçmişi, bugünü ve yarınları ile ilgili çok değerli eserlerini sıraladı  Bu bağlamda Devlet Başkanının okurlara hediye etmiş olduğu “İrfan Kaynağı”, “Barış Müziği, Dostluk Kardeşlik Müziği”“Türkmenistan – Büyük İpek Yolu’nun Kalbi”, Atta vefada da Sefa da” ve “Türkmenin Refah İlkesi” adlı kitaplarının Türkçeye çevrilmesinin sevindirici olduğunu dile getirdi.


Baş konsolos, Türkmenistan Devlet Başkanı Hürmetli Gurbanguly Berdimuhamedov yeni kitabında Türkmen halkının dünyaya örnek olan ilkeleri ile ilgili kendi ferasetli görüşlerini belirtmekle birlikte, halkının emsal geleneklerine, vatanın esenliğini sağlama ve şimdiki nesilleri terbiyeleme konularında sahip olduğu yere  işaret etdiği açıklamalarında bulundu. Kitabın öneminin altı kalın çizerek içeriklerini özetledi.


Ülke kültürlerinden verilen hediye ve toplu fotograf çekimiyle toplsntı son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com