28 Kasım 2015 Cumartesi

Bayırbucak Türkmenlerini Yalnız Bırakmayacağız-Yılmaz Parlar

Bayırbucak Türkmenlerini Yalnız Bırakmayacağız

Bir grup işadamı ve aydını biraraya geldiği geleneksel olarak düzenlenen Katmerli Sohbetler Buluşması’nın bu ayki konuğunu Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar oldu.

İş adamları ve ekonominin duayen gazetecilerinden oluşan Katmerli Sohbetler Grubu’na Kızılay’ın çalışmalarını anlatan Genel Başkan Ahmet Lütfi Akar Bayırbucak Türkmen bölgesine saldırıları nedeniyle Rusya’ya büyük tepki gösterdi.
Türk halkının ve Türk Kızılayı’nın Suriye’deki krizin ilk gününden bu yana Suriye’de din, dil, ırk ayrımı yapmadan her kesime insani yardım yaptığını belirten Akar, Bayırbucak Türkmenlerinin durumunu ise Türkiye ve kendisi için daha özel olduğunu belirtti.
Bayırbucak Türkmenlerinin yaşadığı iki hususun altını çizmek istediğini belirten Akar, “Birincisi Bayırbucak Türkmenlerin yaşadığı bölgede bir tek DAEŞ mensubu yok, orası temiz bir bölge. Orada sizin benim gibi Türkmenler yaşıyor. İstanbul lehçesiyle konuşuyor. Geleneklerine sahip çıkıyorlar. İkincisi haksız ve orantısız bir şekilde bombardımana tabi tutuluyorlar. Rusya’ya ve Esat güçlerine bu saldırıları bitirmeleri çağrısında bulunuyorum. Osmanlının hac yolunun güvenliği için yerleştirdiği bu kardeşlerimiz Lozan’dan sonra acımasız bir rejim altında garip ve korumasız kalmışlardır” diye konuştu.
 Türkiye’de iki buçuk milyona yakın Suriyeli misafir bulunduğunu hatırlatan Akar, “Türkmen kardeşlerimiz yurtlarını terk etmiyorlar. Terk etseler Türkiye onlara da her türlü hizmeti verecek güçtedir. Ama o topraklar terkedilmemelidir. Onlara orada ancak Türkiye sahip çıkabilir. Bu güne kadar sınırın sıfır noktasından Suriye’ye 12 noktadan geçirdiğimiz insani yardımlarımızın değeri bir buçuk milyar liraya yaklaştı. Bu güne kadar Türkmenler başta olmak üzere herkese yardım ettik ama şimdi Türkmenlerin daha fazla yardıma ihtiyacı var. İş adamlarımızı, hayırseverlerimizi Türkmen kardeşlerimize destek olmaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı.
Kızılay’ın çadırla anılan bir kurum olmaktan çıktığını belirten Genel Başkan Akar, kan hizmetlerinde gelinen aşama hakkında da bilgi verdi. Akar, Türkiye’de kan kullanan hastanelerin ihtiyacının yüzde 95’nin Kızılay tarafından karşılandığını açıkladı. Akar, konuşmasında Kızılay’ın gelirlerinden de bahsederken maden suyu işletmelerine özel bir yer ayırdı. Genel Başkan Vekili Kemal Akar liderliğinde Kızılay Maden Suyu İşletmelerinin atılım dönemi yaşadığını belirtirken “1926’da Atatürk’ün imtiyaz hakkını vermesiyle Afyonkarahisar’da başladığımız madensuyu çalışmalarımız Erzincan’da açtığımız yeni fabrikamızla devam ediyor. Maden suyundan önemli bir gelir elde ediyoruz ve bu gelirin tamamı iyilik için kullanılıyor” dedi. 
 Toplantı sonunda katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirirken Türk Kızılayı Avrasya Şubesi Başkanı Sadettin Çay’ın Faruk Güllüoğlu için hazırlattığı plaketi Genel Başkan Akar, oğlu Enis Güllüoğlu’na takdim etti. Akar, başarılı organizasyon için EGD Başkanı Celal Toprak ve tüm katılımcılara teşekkür etti. 
yilmazparlar@yahoo.com


25 Ekim 2015 Pazar

Gıda Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı TÜRKİYE İSTİKRARLA KALKINIR-Yılmaz Parlar.

TÜRKİYE İSTİKRARLA KALKINIR.


Gıda Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı ve AK Parti İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı M. Mehdi Eker  “Tavuk "Eti Ve Yumurta İhracatında Avrupa’da Birinci Sıradayız
Eker:  1 Kasım Türkiye İçin Karar Günüdür”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı ve AK Parti İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı M. Mehdi Eker, Türk kanatlı sektörünün önde gelen temsilcileri tarafından düzenlenen istişare toplantısına katıldı.
Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu (KTG), Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) ve Yumurta Üreticileri Merkez Birliği  (Yum-Bir) tarafından düzenlenen toplantıda sektörle ilgili kurumların yönetim kurulu başkanlarının yanı sıra  yönetim kurulu üyelerinde hazır bulundu. Has Tavuk Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer, Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener, BESD-BİR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sait Koca, Keskinoğlu Tavukçuluk Yönetim Kurulu Üyesi Keskin Keskinoğlu ve tavukçuluk sektörünün önemli isimleri katıldı.

Son on yılda kanatlı sektöründe yapılan gelişmeleri aktaran M. Mehdi Eker, tavuk eti ve yumurtada Avrupa’da birinci sıraya yükselen sektörle ilgili açıklamalarda bulundu. Eker, “Mevzuat ile sektörün önünü açtık. Teşvik ve desteklerle maddi ve manevi olarak sektörün yanında olduk. Eğer Türkiye’de istikrar olmasaydı son on yılda tavukçuluk sektörü bu gelişmeleri kaydedemezdi.” dedi.

İstikrar yumurta sektörünün ihracatını yüz kat büyüttü
M. Mehdi Eker, “Son on yılda 696 bin tavuk eti üretimini, 1 milyon 900 bin tona; 11 milyar yumurta üretimini ise  17 milyara çıkardık.  Aynı şekilde ihracatta da önemli gelişmeler kaydettik. Kanatlı eti ihracatında 20 bin ton olan ihracatımızı, 431 bin tona çıkarttık. Parasal değer olarak 14,5 milyon dolardan 700 milyon dolara çıkardık” dedi.  Aynı şekilde yumurta ihracatımız da 4 milyon dolardan 400 milyon doların üzerine çıktı.
Sektörün 2 milyon üzeri istihdam sağladığını ve teknoloji ile know how satabilecek bir konuma geldiği belirten Eker,  “Bu sektör, çok dinamik, dünyaya açılan, teknoloji üreten bir sektör. “ dedi. Türkiye’de istikrar olduğu zaman uyum ve koordinasyon ile cesur kararlar aldığını ve beraberinde başarının geldiğini belirtti.
1 Kasım Türkiye’nin kader   günüdür                                                                                                              
“Birlikte krizler aştık. 5 eylül 2005 tarihini unutmuyorum.  Kuş gribinde Türkiye dünyaya örnek bir mücadele sergileri. Türkiye’nin bu alandaki hiçbir ticari işletmesi kuş giribinden etkilenmedi. Bu konuda dünyada tek ülke olduk. Sizde bu aşk bu heyecan oldukça Türkiye sizinle birlikte bu sektörde çok daha ileri noktalara gidecek.” şeklinde konuştu.
Bütün bunların istikrarla olduğuna dikkat çeken eski Bakan Mehdi Eker: “ Eğer istikrar olmasaydı son 10 buçuk yılda tavukçuluk sektörü bu gelişmeleri kaydedemezdi. Türkiye 7 Haziran’da istikrarını kaybetti. Tarım Bakanlığını her kademesinde görev aldım. 24 yılda 14 bakan gördüm. Türkiye’nin istikrarsızlığının, Türkiye’yi nerelere götürdüğünün en canlı şahidiyim. O yüzden 1 Kasım Türkiye’nin  kader seçimi. Ya Türkiye istikrarla yola devam edecek ya da koalisyonların türbülansına girecek. “ dedi.
Türkiye istikrarlı olunca dışarıdaki sorunları da daha rahat çözer. Gençlerimize daha özgürlükçü, güvenli bir Türkiye hazırlayacağız. Türkiye’nin yeni bir maceraya tahammülü yok.” dedi.
Sektör, Eker’e tavuk heykeli sundu
BESD-BİR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sait Koca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı Mehdi  Eker’e bir tavuk heykelciği ve ferman kutusu hediye ederek: “ Beyaz et sektörü sizinle büyüdü. Teşekkürlerimizi sunarız. Bir ferman kutusu hediye ediyoruz. Fermanlarınızı bekliyoruz. Emirlerini bekliyoruz. “ dedi.

yilmazparlarqyahoo.com

19 Ekim 2015 Pazartesi

NurettinCanikli: -Yılmaz Parlar Haber


NurettinCanikli:

‘Seçim ekonomisi uygulamadık,

Türkiye ekonomisi bu yüzden sağlam duruyor.’

‘Üç beş oy kazanmak için Türkiye ekonomisinde yanlış yapmadık.’



Eski Gümrük ve Ticaret Bakanı, Giresun Milletvekili Adayı Nurettin Canikli Türkiye’nin zor dönemler geçirdiği bugünlerde, ekonominin normal seyrinde gitmesinin, seçim ekonomisinin uygulanmamasından kaynaklandığını söyledi.


AK Parti hükümetlerinin seçim dönemlerinde bir zihniyet değişimi gerçekleştirdiğini belirten Canikli, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye son dönemde peş peşe çok sayıda seçim gerçekleştirdi. Ekonomi normal seyrinde gitti. Elbette uluslararası gelişmelerden kaynaklı bazı iniş çıkışlar oldu ama seçimler döneminde hiçbir popülist politika uygulanmadı. Bundan kaynaklı bir sıkıntı olmadı. Geçmiş yıllarda seçim dönemlerinde ülke ekonomisi büyük iniş çıkışlar yaşardı. Şimdi olmadı. Bütçe dengesini bozacak hiçbir popülist adım atmadık. Bu, gerçekten başlı başına takdir edilmesi gereken bir politikadır ve dünyada eşi benzeri yoktur. Türkiye AK Parti hükümetleri ile ‘seçimlerde popülizm yap sonra bunun faturasını vatandaşa yık’ anlayışını yıktı. Türkiye’nin geçmişinde ve 2002 yılı öncesinde böyle bir uygulama yoktur. Çünkü hükümetler, seçimi ve seçmeni etkilemek amacıyla her seçim öncesi mutlaka kesenin ağzını açıp olmadık işler yaptılar. Bütçe dengesini alt üst ettiler.”


Türkiye’deki maliye politikalarını en iyi bilen isimlerin başında gelen Nurettin Canikli popülizmin ülkeye yapılacak en büyük kötülük olduğunu vurguladı. Canikli şunları söyledi: “’Bu dönem seçim var, biraz harcamaları artıralım. Bütün kesimlere biraz daha fazla para aktaralım. Onların düşüncelerini ve siyasi tercihlerini de AK Parti lehine yönlendirelim, etkileyelim’ gibi bir anlayışın içinde hiçbir zaman olmadık. Çünkü böyle bir anlayış, ülkemize yapılabilecek en büyük ihanettir. Belki, seçimde partimize üç beş oy kazandırır ancak Türkiye’nin ekonomik dengesini altüst eder. Ekonomimizin bu kadar güçlü olmasının nedeni tesadüf olmadığı gibi uyguladığımız politikaların kararlı, samimi ve ülke dostu olması da bunda en büyük etkendir. Biz, tüm olumsuz yorum ve görüşlere rağmen ciddi kaynaklar oluşturduk. Sosyal Devlet ilkesinin gerektirdiği tüm harcamaları yaptık ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, görülmemiş bir şekilde sosyal harcamalar için kaynaklar açıldı, bütçeler ayrıldı. Ve ayrılmaya devam edecek.”


KUTU


Asgari ücret 184 lira emekli aylığı 24 liraydı


Sosyal politikaların yeni AK Parti iktidarında güçlenerek devam edeceğini vurgulayan Canikli şu bilgileri aktardı: “Sosyal bir devlet olabilmek için çok büyük yatırımlar yaptığımızı anlatabilmek adına en basit örneğini verebilmek için 2002 yılına dönelim. 2002 yılı bütçesine baktığımız zaman, Türkiye’nin % 8’i engelli vatandaşlarımızdan oluşurken, engelli kardeşlerimize doğrudan aktarılan bir kuruş bile yoktu. Ama şimdiye baktığımızda on milyarlık, on katrilyonluk bütçeler engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak için ayırdığımız rakamlar oluyor. Bugünün asgari ücretini beğenmeyenler, 2002 yılında Türkiye’deki asgari ücret miktarının 184 lira olduğunu hatırlamıyor. Bugün, 65 yaş emeklisine 1000 liranın üzerinde maaş ödenirken, 2002 yılında ödenen ücret sadece 24 lira idi. Bunlar çok komik rakamlar. Bugün tüm bu ücretlerin 13 katını veriyoruz.”


yilmazparlar@yahoo.com

6 Ekim 2015 Salı

Nurettin Canikli "Bir hayal gerçekleşti ve muhteşem bir havaalanımız oldu"-Yılmaz Parlar

Bir hayal gerçekleşti ve muhteşem bir havaalanımız oldu
Seçim çalışmalarına ‘Haydi Bismillah’ diyerek başlayan AK Parti Giresun Milletvekili Adayı Nurettin Canikli 19 Eylül Spor Salonu’nda Giresunlu hemşehrileriyle buluştu. Yoğun sevgi gösterileri ile karşılanan Canikli, AK Parti iktidarında Türkiye’ye sayısız hizmet getirdiğini vurguladı ve şöyle konuştu: . Bundan 14 yıl önce Türkiye’de asgari ücretle çalışan bir işçinin maaşı 184 liraydı.

Seçim çalışmalarına ‘Haydi Bismillah’ diyerek başlayan AK Parti Giresun Milletvekili Adayı Nurettin Canikli 19 Eylül Spor Salonu’nda Giresunlu hemşehrileriyle buluştu. Yoğun sevgi gösterileri ile karşılanan Canikli, AK Parti iktidarında Türkiye’ye sayısız hizmet getirdiğini vurguladı ve şöyle konuştu:


. Bundan 14 yıl önce Türkiye’de asgari ücretle çalışan bir işçinin maaşı 184 liraydı. Bugün Türkiye 2002 yılına göre çok değişti. 2002’de işimiz kolaydı. O dönemki beklentiler daha mütevaziydi. Bir düşünün değerli hemşehrilerim, o zamanlar Giresun’un gündeminde havaalanı bile yoktu. İnsanların hayalinden böyle bir proje bile geçmiyordu. Şimdi dünyada gıpta ile bakılan bir havaalanımız var.


Ekonomik Büyüme İstikrar ile Gelecek


Giresun halkının yoğun ilgisi ile karşılaşan Canikli konuşmasını şöyle sürdürdü:


. Türkiye’de 2002 yılında 1 milyon 600 bin üniversite öğrencisi varken 2015 yılı itibari ile bu sayı 6 milyonu geçtı. 2002 yılından bugüne Türkiye üç kat zenginleştik. Artık bu hedefler bize yetmiyor. Asıl hedefler milletimizin ekonomik olarak daha büyük refah seviyesine ulaşmasıdır. Yeni dönemde, ekonomik büyümemiz istikrar ile daha da artacaktır. 1 Kasım’dan sonra daha özgür ve daha zengin bir Türkiye için çalışıyor olacağız.


Bu millet kahraman bir millettir


Canikli “birileri bu kadim yürüyüşün önünü terör ile kesmek istiyorsa hiç boşuna uğraşmasın” diyerek şöyle konuştu:


. Bu millet kahraman bir millettir. Milletimizle uğraşamaya gücünüz yetmez


Canikli, zaman zaman alkışlarla kesilen konuşmasında şunları söyledi:


. Bize hedef gösterecek tek bir güç vardır; o da milletimizdir. Bu millet, bu güzel topraklarda hep birlikte ebediyete kadar özgürce ve kardeşçe yaşayacaktır. Hiç kimsenin bundan zerre kadar kuşkusu duymasın!..


yilmazparlar@yahoo.com

19 Eylül 2015 Cumartesi

EGD- 7. Küresel Isınma Kurultayı-2015- yılmaz Parlar



ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR-


“Tarihe not düşüyoruz''

Afetlere hazırmıyız?- İklim değişikliği kötü afetler kapımızda Ne kadar hazırlıklıyız? Bunu değiştirmek için neler yapmalıyız?

Sadece Refah Türkiye sadece Ekonomisi iyi olan Türkiye değil aynı zamanda Güzel Türkiye demeliyiz.

Soluduğumuz hava içtiğimiz su yaşadığımız topraklar kirliliğin tehdidi altında. Parklarımız yeşilliklerimiz ormanlarımız yok oluyor.
Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen “Küresel Isınma Kurultayı” 16 Eylül 2015 tarihinde İSO Meclis Salonunda toplandı.
Celal Toprak, ''Her kurultay sonunda bir kitapçık hazırlıyoruz ve bunları tarihe not düşüyoruz''

Sanayi, ulaşım, enerji, tarım, orman, turizm, sağlık, gibi pek çok sektörü  ilgilendiren konuya dikkat çekmek, kamuoyunu bilgilendirmek, farkındalık yaratmak ve geniş kitlelere ulaşabilen yazılı görsel sosyal medya çalışanlarını bilinçlendirmek amacıyla  gerçekleştirilen  kurultayda

Diyaloga dayalı farklı sektör vitrine odaklanan oturumlar düzenlendi.
Turizm sektöründen TUROB adına kurultaya katılan Selda Yılgaz Almanya’da öğretim yıllarında bilinçli Alman ırkının Temiz enerji arayışı nükleer enerjiyi protesto eden eylemlerden ve birlik beraberliğinden söz etti.

Söz aldığımız oturumda Nükleer Enerji zirvesinden özet olarak bilgiler verdik.

Ülkemizin 2023 hedefi, 1 trilyon dolar milli gelire, 500 milyar dolar ihracata, 25.000 dolar kişi başına milli gelire sahip olması, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi hedefi bulunduğu her ortamda bahsedilmektedir.
Ekonominin lokomotifi olan enerji kaynaklarımıza bakıldığında, enerjide dışa bağımlılığımızın % 72 olduğu görüldüğü,  yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirmemiz gerektiği gibi, nükleer santrallerden üretilecek elektriği de enerji arz portföyümüze dahil etme isteği içinde
Ülkemizin nükleer santrallerle ilgili 2023 programı, iki nükleer santralin işletmeye alınması, üçüncüsünün de inşaatına başlanmasıdır.

Dünyada nükleer santraller görünümüne bakıldığında 31 ülkede 440 nükleer santralin olduğu, Nükleer santrallerin baz yüklü olduğu 24 saat çalışmasına karşın  rüzgar, güneş ve hidro elektrik gibi yenilenebilir enerji kaynakları iklim ve meteorolojik koşullara bağlı olduğu, nükleer santrallerin kapasite faktörün % 90 iken, yenilenebilir enerji kaynaklarında en fazla % 30-40 civarında olduğu, Nükleer santrallerin işletme ömrü 40 ila 60 yıl iken rüzgar ve güneşte 15-20 yıl civarındaki karşılaştırmalarla Ülkemize iyi taraflarını öne çıkartma şeklinde empoze edilsede,

aysbergin su altına kalan büyüklüğüne bakıldığında ne kadar insanlığı tehdit eden  riskli enerji olduğu görülmektedir.
Nükleer Enerji zirvesinde gerçekler gözler önüne serildiğnde atıkların yüzde yüzü her türlü radyasyon zararı verdiği her çalışanın radyasyondan mutlaka etkilendiği ve en küçük hatada patlama ve büyük alanı her türlü zarar altına alan enerjiyi nasıl benimsiyoruz.
Her nükleer santralde 4000 üniversite mezunu çalışan uzmana ihtiyaç olduğunu düşünüldüğünde ülkemizdeki istihdam tamamı dışarıdan gerekliği vardır. Türk mühendisler için Rusya’da 4 yıllık üniversite eğitimine iki yıl yabancı dil hazırlık ve en az bir yıllık çalışma tecrübesini eklersek ancak 7 sene sonra Türk uzmanları istihdam edebileceğiz Çernobil sonrası en güvenilir Ülke Japonya’daki nükleer santral facialar insan hatası yüzünden meydana geldiği söylendiğinde en basit işlerde dahi işci çalışma güvenilirliğin alınamadığı hatalar dizisi olan ülkemizde nükleer santrallerin güvenilirliğini bir kere daha düşünmemiz gerekir.
Ayrıca nükller silaha dönüşecebilecek unsurda Dünya silahsızlanmaya giderken bir kere daha şapkamızı önümüze koymamız gerekir.

İtalya İstanbul konsolosluk ve Büyükelçilik tarafından düzenlenen konferansda, İlme dayalı 21 yüzyılda uzay fiziğinde gizemler ve yeni çalıșmalar adı altında Ulusal Nükleer Fizik Enstitüsünde baş araştırmacı olarak görev yapmakta olan, Roma Tor Vergata Üniversitesi’nde kozmik ışınlar ve uzaysal gereçler dersleri veren ve Rıken Japon laboratuvarlarının da takım lideri olan Marco Casolino'nun

ilgilenmiş olduğu temel fizikle madde, antimadde karanlık madde araştırmaları, uzay radyasyonundan astronotları koruma yöntemleri ve yüksek enerjili astropartiküllerle konuları kapsayan genel profil içinde  MIR Rus uzay üssünün yapımı ve uzay araçlarında gerçekleştirilen denemelerinde radyosyonun tüm inceliklerini, uzayda radyoaktif ortamda nasıl davranmaları konusunda ve bunların astronotlar üzerindeki etkisi konularını tüyler ürperten negatif yanlarını dinledik.

 Maya’ların tekniği ve bilimi üzerine yaptığı araştırmalarıda belirten Marco Casolino  Maya’ların İlme uzay ilmine tuttuğu  .  


Yenilenebilir enerji potansiyelinide hayretler içinde öğrenmiştik.

Tüm akademiye bilgiye ilime sırt dönersek vahim bir gelecek çocuklara bırakmış olacağız.
Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı EGD Ekonomi Gazeteciler derneğinin Isınma Kurultayına sonuç bildirgelerine önemle dikkatimizi çevirmemiz ve uygulamaya geçmemiz gerekir.

yilmazparlar@yahoo.com




7 Eylül 2015 Pazartesi

“Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali” 10.ncucu gerçekleşti.-Yılmaz Parlar

10. ALTIN PARMAK 10. KEZ

“Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali” 10.ncucu gerçekleşti.

Beyoğlu Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen  “Altın Eller Geleneksel Sanat Festivali"  Tepebaşı Pera bölgede Türkiye genelinden 7 bölgeden 45 farklı branşta 70 zanaatkarın katılımıyla başladı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi ve Kültür Kenti Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen festivale Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Okan İbiş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Tülin Ersöz, Beşiktaş Akparti İlçe Başkan yardımcısı Tülin Hattat başta olmak üzere pek çok siyasi, sanat iş dünyasının ünlü isimleri ve Basın mensupları çok sayıda ziyaretci halk katıldı.

Beyoğlu Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Kenti Vakfı işbirliğiyle bu sene 10. kez düzenlenen   "Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali" yaşayan kültürümüzün geleneksel el sanatlarımızın devam etmesi, gelecek nesillere aktarılması amaçlı festival her yıl olduğu gibi bu yılda yoğun ilgi gördü. Toplam 10 gün sürecek olan festival “Altın Ellerin Hatırı Var” sloganıyla açılış törende      Mehter takımı tarafından konser gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasında Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan Taksim Meydanında bu yıl planmayı düşündüklerini ancak hazır olmayışı nedeniyle son kez Tepebaşında yaptıkları festivali Taksim’e taşınma müjdesini verdi. Sanatçılarımızın ekonomisini çökerten sanayi devrimi hayatın kaçınılmaz bir gerçeği.olduğunu söyleyen Başkan Ahmet Misbah Demircan “ Bizi biz yapan kültürel değerler hangi alanda kendisini hissettirir? Bir mimaride, iki yiyecek-içecekte, üç geleneksel el sanatlarında. Bunlar varsa kültürümüz var ve devam ediyor demektir. Bütün bunlar yaşanırken hayatın acımasızca sanayileşen çarkı içerisinde kültürümüz yok mu olacak? Elbette olmayacak ve olmamalı. Yeni bir mecra kendisine bulmalı ve oradan yürümeli. Beyoğlu tam bu noktada ruhu, felsefesi, yaşamı, kültürü, sanatı, sanatçıları bir denklem içinde barındıran bir ilçe. Beyoğlu, sinemada, mimaride, plastik sanatlarda, el sanatlarında, kültür adına ne varsa ona ev sahipliği yapmaya, yaratıcı bütün sanatlara destek vermeye devam eden bir ilçemiz.”şeklinde konuşmasıyla, oltu taşı, ney yapımı, lüle taşı, kutnu dokuma, körüklü çizme yapımı, kemençe yapımı, kıspet yapımı, kehribar, keçecilik, kalemkarlık, kalem işi, katı, iğne oyası, ikat Tesbih yapımından tulum, yemeni çarık yapımı, telkari’den, tel kırma, taş işçiliği, tahta baskı, sim sırma, sepetçilik, sedef kakmaya kadar eserlerini el emeği göz nuru ile  görücüye çıkartan sanatçıların eserlerinden ilham alınarak başka alanlara başka sektörlere aktarılacağının değerininde altını çizdi.

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan  konuşmasını şu şekilde sürdürdü.“Sinemada da ödül vermek zorundayız, musikide de ödül vermek zorundayız; el sanatlarına, kitaba, sahafa da destek vermek zorundayız. Geleneksel binalarımızı restore ederek onlara da sahip çıkmak zorundayız. Genç mimarlarımız, genç tasarımcılarımız geleneksel sanatlar üzerinden oluşturduğumuz çizgiden ilham alırsa o zaman modern hayatın modern imalatlarına da ruh vereceğiz demektir. Bizim görevimiz tam da budur. Bir taraftan baktığımızda geleneksel el sanatçılarımızı Anadolu’nun dört bir tarafından toplayıp buraya getiriyoruz. Onların yaptıklarını turistlere ilgilisine sunmuş oluyoruz. Ama bununla sınırlı kalmıyoruz, buraya gelen tasarımcılar, mimarlar bu güzel motifleri alıp işlemelerle bir binanın ruhu haline getiriyor.”
Beyoğlunun Turizm bölgesinin önemli ilçesi olduğunu hatırlatarak “Beyoğlu 45 binden fazla yatak kapasitesi ve yüzde 80 doluluk oranıyla bir turizm bölgesidir. Her an Beyoğlu’nun sokaklarında 45 bin turist dolaşıyor. Gittikleri mekanda modern imalata ilişkin şeyler almaktansa, o ülkenin öz kültürünü yansıtan minik objeler almak onların da işine geliyor; onlar da bundan hoşlanıyor. Bu çarşı belki 10 gün burada kalıyor ama 10 gün boyunca turistik işletmelerin sahipleri buralara gelip ya sizden alışveriş yapıyorlar ya gelecekte alışveriş yapmak için kontak kuruyorlar. Ya da buradan bir numune alıp onu burada üretmeye gayret ediyorlar. Sonuçta kültür yayılıyor, yayılmaya devam ediyor. İşin hakkını vermek gerekirse bu sanatçılarımız iyi ki varlar. Onları alkışlıyoruz. Devam edin. İnşallah gelecek sene Taksim Meydanı’nda olacağız. Bize düşen sizin yaptığınız işleri İstanbul’un orta yerinde tanıtmak ve biz de elimizden geleni yapıyoruz.”dedi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışman ve Turizm atölyesi BaşkanıTülin Ersöz etkinliğin ilk zamanlarda Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle yapıldığını hatırlatdı.Kaybolmaya yüz tutan eserleri görmekden memnun olduğu belirtdi. Okan İbiş bakanlık olarak sanatçılara destek verdiklerini, kültürlerin yaşatılması için verilen desteği dile getirdi.

Beşiktaş Akparti İlçe Başkan yardımcısı Tülin Hattat ile standlardan dikkatimizi çeken küçük kız çocuğun basma kalıbı yapması oldu. Anadolu sigortanın sponsor olduğu Kadir Has Üniversitesinde Tokat basma ödülünü kazanan Yasemin Ertaştan oymacılık hakkında bilgileri aktardı. Yine Karagöz tiplemelerini kök boyalarla dana derisi üzerine yapan Suat Veral, Doğunun en uç köşesinden Ardahan’dan Katılan en yaşlı sanatcı Fidan Atmaca gerek kendi giysisini gerekse yaptığı bez bebek giysilerin olduğu stand ilgi odağımız oldu.

Festival, 10 gün boyunca ziyarete açık olacak.

yilmazparlar@yahoo.com


21 Ağustos 2015 Cuma

MUHARİP GAZİ VE YAKINLARININ TALEPLERİ

MUHARİP GAZİ VE YAKINLARININ TALEPLERİ

      Son çıkan yasalarda bizler  MUHARİP GAZİLER ve YAKINLARI olarak sürekli göz ardı edilip  gazi ayrımı yapıldığını görmekteyiz.
              Taleplerimiz aşağıdaki şekildedir.
1.     Tum  Muharip Gazilerimizin çocuklarına da kamu kurum ve kuruluşlarında is hakkı tanınmalidir.
2.       Muharip Gazilerimize faizsiz konut kredisi verilmesi.
3.       Muharip gazilerimize verilen şeref aylıkları arasındaki farkın kaldırılması diğer  gazi maaşları ile eşit olması.
4.       Ücretsiz seyahat hakkından yararlanacak muharip gazi çocukları için 25 yaş sınırının kaldırılması. Muharip gazinin yaş itibariyle en küçük çocuğu 30 yaş üstündedir.
5.       Muharip gazilere şeref madalyası verilmesi.
Muharip gazilerimize gereken değerin verilmesi sadece gaziler günün de hatırlanmaması, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için bu konuda bir çalışma yapılmasını istiyoruz.
Daha önce bu konuda soru önergesi meclis araştırması ve kanun teklif  verilmiş, fakat  her hangi bir sonuç çıkmamıştır. Muharip gazi sayısının çok olduğu bunun içinde hakları verilmediğini söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’ nin Muharip Gazisine  sahip çıkacak bütçesi yok mu? Neticede gazi gazidir. Ülkesi için savaşa katılmış ama yara almamışlar. Böyle bir ayrım olmaması gerektiğine inanıyor, bizlerde diğer gazilerin aldığı hakları istiyoruz . ekstra bır talebimiz yok . malul gazi yaralandı yarıda bırakıp askerlığı Türkiye ye döndü  ama muharip gaziler  savaşın sonuna kadar mücadele etti .Allah devletimize bir daha savaş vermesin . dolayısıyla hayatta olan son muharip gazımız. neden bu ayrım  çoğu gazımız in başını sokacak bir evi bile yok  en küçüğü 60 yasında  haklarını mezarda mı alacak. hayatta iken onların da yüzü gülsün . muharip  gazilerin yasını düşünürsek ışe girecek  muharip gazi cocugu kişi sayısı 5 bin kişi bile çıkmaz  ve çoğu ünv. mezunu kpss ile  atanamamış.  yeni çıkacak olan yasada bizlerin mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz

TERÖR VE MALULLER        MUHARIPLER
1- istihdam Hakkı    Var    1-  Yok
2- faizsizKonut         Var    2- Yok
3- ucretsizseyahat   Var    3- 25 yaş sınırlı
4- maaş 890 TL       Var    4- 500 TL
5 -madalya                Var    5- Yok


ELLE TUTULUR HAKLARDAKİ FARKLAR BUNLARDIR VE DÜZENLEME TALEBİ BUNLARI KARŞILAMASI GEREKLİDİR  ADALET BU ŞEKİLDE SAĞLANMASI GEREKIR

3 Ağustos 2015 Pazartesi

İsviçre Bağımsızlık günü kutlaması 724-Swiss Hotel resepsiyon-Yılmaz Parlar

BARIŞ ÜLKESİ 724 YILINI KUTLADI.

İsviçre Bağımsızlık günü kutlaması kapsamında, İsviçre İstanbul Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyon Swiss Hotelde gerçekleşti.


İsviçre İstanbul Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz ve eşi Yıldırım Kırgöz, fantastik bir şöhrete sahip İsviçrenin geleneksel entstrümanı Alphorn ustası Keller Walker tarafından icra edilen geleneksel İsviçre muziği eşliğinde konukları karşıladılar.


İki ülke milli marşları sonrası Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz yaptığı konuşmasında, Dünyanın en çok siyasal ve sorumluluğa sahip olan bu ülkede konsolosluk yapmaktan gurur duyduğunu, zor zamanlarda bile çok verimli bir ülke olduğunu, Ülkeye ve İstanbul’a her fırsatda hayran kaldığını dile getiren konuşmasında; İki Ülkenin ikili ilişkilerinin artan gelişimi ve ekonomik gelişimler için hız kesmeden çalışmalarına devam etmeye ve çok daha geliştirmeye istekli, niyetli ve amaçlı oldukarını mutluluk içinde öğrenmiş olduk.


Demokrasi, İnsan hakları, Siyasi ve askeri tarafsızlık geleneğini sürdürmeye devam eden, anlamlı sözleri ilgiyle dinlendi.


Demokrasi Pusulası ülke olarak gösterilen Orta Avrupa’nın Alp Dağlarında konfederasyon ülke İsviçre Milli Gün resepsiyonda yerli yabancı konuklarını ağırladı.


 Düzenlenen davete İş, ilim, sanat dünyasının ünlü kişileri istanbul’daki konsolosluklar siyaset, ekonomi, diplomasi, akademi, cemiyet, kültür dünyası, idari makamlar, elit grup ve Türkiye’de yaşayan İsviçre vatandaşları katıldı.
Resepsiyon arasından göze çarpan isimler; ünlü tarihçi İlber Ortaylı, Moldovya Genel Konsolos Mr. Veaceslav Filip - Eşi Mrs. Larisa Filip, Brezilya İstanbul Başkonsolosu Luiz Henrique Pereira Da Fonseca'nın eşi Solange Greco, İstanbul ABD Başkonsolosu Charles F. Hunter, Ermeni Patrik Genel Vekili Başpiskoposu Aram Ateşyan, İtalya Bursa Fahri Konsolosu Oya İzmirli.

İsviçre Konfederasyonunun 724 üncü yılının kutlanıldığı resepsiyonda İsviçre’ye özel spesiyaliteler servis edildi. Alphorn sanatçısı Franz Keller’in performans sergilediği akşamda bir DJ canlı dans müziği yaptı. İsviçre Yemekleri ve peynirleri içeren  zengin büfe eşliğinde konuklar gece boyunca sohbet ederek ve müzikli eğlenceli kutlama geçirdiler.


İsviçre Milli Gün resepsiyonu 1291 yılında üç dağ kantonunun birleşerek kurdukları konfederasyondan esinlenerek düzenlenen bir organizasyon. Bu birleşme daha sonra İsviçre’nin kuruluşu olarak adlandırıldı. O zamandan sonra İsviçre çok altlardan refah düzeyi yüksek, çok dilli ve çok kültürlü bir ülke haline geldi. Ülke, doğrudan demokrasi diye adlandırılan, halkını yönetim kararlarına dahil eden, dünyada eşi  benzeri olmayan bir siyasi sitemine sahip.


İsviçre ile ikili ilişkiler 1899-1900 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nun Brüksel’deki Elçisinin İsviçre nezdinde görevlendirilmesi ile başlamıştır. 1915 yılından itibaren ise Bern’de mukim bir Osmanlı Elçisi görev yapmaya başlamıştır. 1 Kasım 1922 tarihinden itibaren Bern’deki Elçilik TBMM Hükümetine bağlanmıştır. 1925 yılında “Dostluk Anlaşması” imzalanmıştır. İsviçre ise ülkemizdeki ilk temsilciliğini (Elçilik) 1925 yılında İstanbul’da açmış, ilk diplomatik temsilcisi güven mektubunu Atatürk’e 1928 yılında sunmuş, Elçilik, 1934 yılında İstanbul’dan Ankara’ya taşınmış ve 1957 yılında Büyükelçilik olmuştur.


yilmazparlar@yahoo.com

16 Temmuz 2015 Perşembe

Brezilya İstanbul Başkonsolosunun eşi Solange Greco,İSO Sanat Galeride sergisi-Yılmaz Parlar

BREZİLYALI'NIN GÖZÜNDEN TÜRKİYE

Brezilya İstanbul Başkonsolosu Luiz Henrique Pereira Da Fonseca'nın eşi Solange Greco,  İstanbul'un İSO İstanbul Sanayi Odası  Sanat Galerisi'nde  resimlerini sergiledi.


İstanbul Yabancı Konsolosları, temsilcileri ve eşlerini bir araya getiren etkinlikte sanatseverler bir resepsiyonla ağırlandılar.


Solange Greco, Bir Brezilyalı'nın Gözünden Türkiye, İtalya, Finlandiya, Brezilya, Ülkelerin çeşitli kültürlerini işleyen yapıtlarıyla bir koleksiyon oluşturdu.  Kendi köşelerinde kendi kültürüyle yoğrulmuş resimleri sanatseverler büyük bir ilgiyle izlediler.


Birleşik Krallık Başkonsolosu Leigh Turner, Solange Greco’nun çalışmasını takdirle karşıladığını ifade etti.  


Takriben 5000 civarında abonesi mevcut , yazılarında  Türkiye'yi ve uluslararası ilişkilerini politik, ekonomik ve kültürel olarak işleyerek, Türkiye dışında  Fransa’ Belçika İsviçre  ve Kanada gibi ülkelerde dağıtmı olan Aujourd’hui la Turquie    Gazetenin imtiyaz sahibi Hüseyin Latif ve Genel yayın Müdürü aynı zamanda Notre Dame de Sion Fransız Kız lise Halkla ilişkiler -Kültür müdürü Mireille Sadege Sanat danışmanı Yalçın Denizyılmaz ile sohbet ederken görüntüledik.


Yalçın Denizyılmaz, Hüseyin Latif’in “L’actualite comme un roman” Bir roman gibi haberler adlı kitab ismi altında “Joue un morceau pour mon amour” Aşkım için bir şarkı çal ifadesi yar alan  ve Mireille Sadege’nin “Temoin D’une Decennie de l’histoire” Tarihin on yıl Tanığı isimli kitaplarını hakkında bilgileri alırken bir taraftanda resimler hakkında yorumlarını yapıyordu.


Solange Greco’ya sanata ilk başlangıcını sorduğumuzda; Boli horizonte’de ilk kurs atölyesine katıldığını, daha sonra Güzel Sanatlar klasik Enstitüsü ve Modern Sanat Müzesi gibi akedemilerden beslendiğini o zamanın önemli ressamlarıyla birlikte çalıştıklarını öğreniyoruz.

Brezilya'da 1966 yılında ilk sergisini açtığını 1970 yılında Rio de Janeiro'da ve

başka bir sergiyle devam ettiğini sözlerine ilave  ediyor.

Solange Greco Diplomatla  evlenerek, birçok ülkeye seyahat etme fırsatı buldu .  Tuvallerine o yaşadığı yerlerden farklı kültürleri yansıtdı.
2011 yılında İstanbul'a gelen Greco, Metropolün kültürünü büyük bir coşkuyla  resimlerine taşımış“Ancak,  bir kedi veya bir köpek, bir köprü, balıkçılar, kuleleri, minaresi hatta harika camileri bırakarak İstanbul'un bir görüntüsü boyamak mümkün değildir" şeklinde ifade ediyor. Bu büyük Metropolü sadece ne görmek nede boyamak için yeterli değildir. Herhangi iyi bir kamera ile bunları yapabilsenizde, Bu çıplak gözler gibi göremezsiniz. İfşa etmek isteğinizin derinine gidemezsiniz. Önemli olan budur” diyerek sanat görüşünü ifade ediyor.

Felsefesinde ise; “Ben bir milletin kalbinde basit insanların yattığını  düşünüyorum, özellikle İstiklal Caddesi üzerinde, onların rutin işini gözlemlemek için çok zaman geçirdiğim bir yer, simit satıcısı piyango satıcısı ve diğerleri, gözlemliyerek tuvale taşımak” şeklinde. Sergi 31 Temmuz 2015 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacaktır.




yilmazparlar@yahoo.com

31 Mayıs 2015 Pazar

İstanbul SKAL Klübü Mayıs 2015 toplantısı-Point Hotel Barbaros-Yılmaz Parlar

TURİSTLERE YEREL DENEY İMKANI SUNUYORMUYUZ.

İstanbul SKAL Klübü Geleneksel aylık toplantısını, 28 Mayıs 2015 Perşembe günü Point Hotel Barbaros'ta gerçekleştirdi.

Nisan 2015 tarihinde İstanbul Ticaret Üniversitesi ile ortak düzenlenen  İstanbul turizminin sorunları eksenindeki seminerde “Turistlere yerel deney imkanı sunamamaktayız” konusunda çözüm arayışı olarak,.ortak turizm proje ve çalışmaların yürütülmesi kapsamında İlk belediye Şişli Belediyesi başkanlığı SKAL toplantısına katıldı.

Nisan 2015 Seminerde; Kentin fiziksel planlanması yapılmadan otel arzının yapılması inşaatların artması ile estetik karmaşaya verdiği sebebiyet
Kamu ve özel sektör arasında iletişim iş birliği eksikliği, sade vatadaşın turizm konusunda biliçlendirilmesi, takşi şöförlerin sorunu, trafik sorunu.
Metropol İstanbul’da Uluslar arası düzeyde yabancı turiste hitab edebilecek kültür sanat mekanların ve kültürel sanatsal etkinliklerin eğlence eksikliği gibi yerel yönetimlerin inisiyatiflerindeki konulardan bazıları yer almaktaydı.

Bu nedenle Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, İstanbul SKAL Klübün  Mayıs ayı toplantısında onur konuktu.

Ev sahipliğini üstlenen Genel Müdürlüğünü Cihan Yılmaz’ın yaptığı Point
Hotel Barbaros'taki İstanbul SKAL Klübü toplantısına, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin, SKAL Eski Dünya Başkanı Hülya Aslantaş, TUROB Başkanı Timur Bayındır, TAŞFED Başkanı Yalçın Manav, başta olmak üzere Turizm temsilcileri ve Başkanları, SKAL yönetim kurulu SKAL İstanbul Başkanı Feza Solaklar, SKAL İstanbul As Başkan Fatma Bahar Birinci, SKAL yönetim kurul üyesi Iberia Havayolları'nın Türkiye Genel Müdürlüğü yapan Ayşe Önen,  Ata Eremsoy, İstanbul SKAL üyeleri ve basın mensupları katıldı

Toplantı Geleneksel  “SKAL Toast” ritueli ile başladı.
Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü önce Şişli belediyesinin vizyon ve misyonlarının geniş profilini çizdi.
Daha geniş yelpazede çözüm üretmek durumunda olan yerel yönetimlerin kamusal hizmet üretme merkezi haline geldiğini, geleceği de planlayarak kentsel dönüşüm ve paylaşımı temel almak zorunda olduğunu ifade eden sözleriyle Şişili Belediyesinin yerleşik nüfusunu dışında yaklaşık 5 milyon kişiye ulaştığını söyledi.

İnönü, Sürdürülebilir kaliteli bir çevre oluşturmaya çalıştıklarınında altını kalın çizdi. Ayrıca, Kentlerin kültür yoğunlaşmasının yaşandığı yerler olduğunu, Şişli ilçesinin barış içinde yaşayan farklı kültürleri içinde barındırdığını vurguladı.
 Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Turizm sektörünün önemli temsilcileri ile de verimli çalışmalar yapmakta olduklarını bilgilendirirken SKAL Klubü ile çalışmaları hakkında “SKAL İstanbul Klübü ve Şişli Belediyemiz arasında uzun süreli işbirliği yapmak istiyoruz. Turizm zabıtası, taksiler, tarihi yapıların envanterinin çıkartılması, restorasyon, turlar, etkinlik ve festivaller gibi turizme ve ilçemize katma değer sağlayacak projeler hayata geçirmeyi planlıyoruz. Turizm işletmeleri, restoran ve yemek artıklarının hayvan barınaklarına ulaştırılması, yeşil otellerin özendirilmesi planlarımızdan bazılarıdır. Belediyemiz ile SKAL İstanbul Klübü arasında çalışma grupları oluşturarak işbirliğini geliştirme amacındayız. Sektör olarak sizlerin kent konseyinde temsili çok önemli."açıklamalarda bulundu.

Konuşma sonrası SKAL İstanbul Klübü Başkanı Feza Solaklar, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü'ye hediye sundu. Paketi açan Başkan Hayri İnönü, Katip Çelebi'nin "Cihannüma" adlı kitabını görünce, birinin eve diğerinin ofise gideceği iki tür kitap olduğunu, bu eve gidecek kitap diyerek memnuniyetini ifade etti.

 SKAL İstanbul Klübü Başkanı Feza Solaklar, yaptıkları faaliyetleri sıralarken “Çanakkale Savaşı'nın 100. yılı nedeniyle Avustralya ve Yeni Zelanda'dan gelen kardeşlerimiz ile dostluğu pekiştirdik. Kardeş klüb anlaşmaları yaptık. SKALİTE adaylık süreci 10 Haziran'da başlıyor. Duyurusunu ayrıca yapacağız"  
şeklinde açıkladı.
Solaklar, nisan 2015 tarihli İstanbul SKAL Klübü'nün İstanbul Ticaret Üniversitesi ile ortak “İstanbul turizminin sorunları” konulu, düzenlenen seminerin çok ilgi gördüğünü, sonuç raporunun üyelere göndereceklerini belirten kısa bir konuşma yaptı. TAŞFED Başkanı Yalçın Manav, SKAL İstanbul Klübü Başkanı Feza Solaklar’a SKAL İstanbul Klubün Çanakkale Savaşlarının yüzüncü yıldönümü etkinliklerindeki çalışmalarından dolayı Çanakkale şehitler abidesi maket bibloyu sundu.

Toplantı ev sahibi Point Barbaros Hotelin  mutfak ve hizmet çalışanlarla toplu hatıra fotograf çekimiyle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.vom