16 Kasım 2024 Cumartesi

KKTC'nin 41. Kuruluş Yıldönümü-Yılmaz Parlar

  

KKTC'nin 41. Kuruluş Yıldönümünde Anlamlı Resepsiyon

İstanbul'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 41. kuruluş yıldönümü nedeniyle anlamlı ve muhteşem bir karşılama düzenlendi.

15 Kasım 2024 Cuma akşamı, Bosphorus Hilton Hotel’de gerçekleşen etkinlikte KKTC İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel ve İstanbul Valisi Davut Gül’ün konuşmaları, katılımcılara duygu dolu anlar yaşattı.



Etkinliğe Garnizon ve 1. Ordu Komutanı orgeneral Metin Tokel, yüksek rütbeli subaylar,  üst düzey protokol üyeleri, yabancı misyon temsilcileri, gaziler ve seçkin davetliler katıldı.

KKTC İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel, “Gücümüzü Göstermeye Devam Ediyoruz”

Başkonsolos Fatma Demirel, konuşmasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda varlık gösterme ve tanınma çabalarının kararlılıkla sürdüğünü vurguladı.



Ulu Önder Atatürk'e Saygı 

Demirel, konuşmasına Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e hürmet ile başlıyor, “Sahip olduğun gücü gösteriyor, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü hürmetle anıyoruz” dedi. Bu önemli gecede, geçmişten gelen güçlü bilgilerin hatırlatılması amaçlandı.

Ekonomik ve Sosyal Güçlenme 

Başkonsolos, KKTC'nin 1983'teki düzeninden bu yana uluslararası alanda varlık gösterme ve tanınma çabalarının sürdüğünü vurguladı. Ekonomik alanda genişlemenin yanı sıra sosyal, sanatsal ve kültürel alanlarda da gelişmenin devam ettiğini belirtti. “Gençlerimiz kendilerine sunulan fırsatlarla birçok alanda başarılı projelere imza atıyor” dedi.

Eğitimde Önemli Başarılar 

Konuşmasında Türkiye'deki üniversitelerin dünya sıralamalarındaki başarılarına da değinen Demirel, “Bizler, bir eğitim adası olan Türkiye'deki en iyi üniversiteler arasında yer almanın gururunu yaşattığını” kullandı.

Siyasi Strateji ve Uluslararası İlişkiler 

Demirel, siyasi alanda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın iki devletli çözüm çabalarına da dikkat çekti. “Cumhuriyetimizin uluslararası uygulamalarını denemek için attığımız adımlar, dünya genelinde yayılmayı bulacaktır. Türk resimleri Teşkilatı’nda yerimizi tuttuğumuz detayları vurgulamak istiyorum” dedi.

Gelecek İçin Umut ve Birlik Mesajı 

Demirel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler nezdindeki tanınmayan çağrılarının kısa sürede sonuçlanacağına inandığını belirtti ve konuşmasını, “Bugünkü huzur ve barış için bir gelmiş durumdayız, bunlar için büyük bir umut var” şeklinde sonlandırıldı.



İstanbul Valisi Davut Gül, “Kıbrıs’ta Barışın Kalıcılığı İçin Çalışıyoruz”

Vali Davut Gül, Kıbrıs Barış Harekatı’nın tarihsel önemine değinerek, şehitlerimize minnet ve gazilerimize saygılarını sundu.

Vali Gül, “Kıbrıs Barış Harekatı olmasaydı, belki bugün Gazze’de yaşanan trajedilere benzer olaylar Kıbrıs’ta yaşanacaktı. Bu harekat, sadece Kıbrıslı Türklerin değil, tüm Türk milletinin onurudur. Kuzey Kıbrıs’ın gelişimini gördükçe, bizler de büyük mutluluk duyuyoruz.”dedi

Son yıllarda KKTC’nin su kaynaklarına ulaşması, üniversitelerin artışı ve ulaşım projelerinin gelişmesi gibi yatırımların altını çizen Vali Gül, Türkiye’nin KKTC’ye desteğinin süreceğini belirtti.



Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluşu ve Önemi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 15 Kasım 1983 tarihinde bağımsızlığını ilan ederek tarih sahnesine çıkmıştır.

Bu olay, Kıbrıs Türk halkının yıllardır süregelen hak mücadelesinin ve bağımsızlık arayışının bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. 20 Temmuz 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı, adada barış ve güvenliği sağlarken Kıbrıslı Türklerin varlığını koruma adına önemli bir dönüm noktası olmuştur.



KKTC’nin Kuruluşunun Tarihsel Arka Planı

Kıbrıs, tarih boyunca stratejik konumu nedeniyle büyük devletlerin ilgi odağı olmuştur. 1878 yılında Osmanlı İmparatorluğu’ndan İngiltere’ye kiralanan ada, 1960’ta İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğünde bağımsız bir Kıbrıs Cumhuriyeti olarak yeniden yapılandırılmıştır. Ancak, Kıbrıs Cumhuriyeti kısa sürede Rum yönetiminin tek taraflı hâkimiyet kurma çabalarıyla işlevsiz hale gelmiş ve Kıbrıs Türk halkı büyük mağduriyetler yaşamıştır.

1963’te başlayan saldırılar ve 1974’teki Yunan destekli darbe sonucunda, Kıbrıslı Türkler yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu dönemde Türkiye, garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirmiş ve Kıbrıs Türk halkını koruma altına almıştır.

15 Kasım 1983’te Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi, oybirliğiyle bağımsızlık ilan ederek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurmuştur.



KKTC’nin Önemi ve Geleceği

KKTC, Doğu Akdeniz’de Türk varlığının teminatı ve jeopolitik önemi yüksek bir devlettir. Ada, enerji kaynakları ve stratejik konumu nedeniyle uluslararası dengelerde önemli bir yere sahiptir. KKTC’nin önemi şu başlıklar altında özetlenebilir:

Türk Varlığının Güvencesi

KKTC, Kıbrıs Türk halkının kimliğini, kültürünü ve varlığını koruma misyonunu taşır. Ayrıca, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinin korunması açısından da hayati bir rol oynar.

İki Devletli Çözüm Vizyonu

 KKTC, Rum tarafının tek taraflı hâkimiyetine dayalı çözümleri reddederek iki eşit devlet temelinde bir çözüm vizyonu ortaya koymaktadır. Bu, Kıbrıs Türk halkının eşit ve egemen bir ulus olarak tanınma hakkını savunmaktadır.

Ekonomik ve Eğitim Merkezi

 KKTC, özellikle eğitim ve turizm alanlarında uluslararası alanda tanınmış bir cazibe merkezi olma yolunda ilerlemektedir. Üniversiteleri, adayı “eğitim adası” kimliğiyle öne çıkarmaktadır.

Türkiye ile Dayanışma

 KKTC, Türkiye ile kardeşlik ve dayanışma içinde hareket etmektedir. Türkiye’nin desteği, KKTC’nin uluslararası alanda tanınma ve kalkınma çabalarına güç katmaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bağımsızlık mücadelesinin simgesi ve Doğu Akdeniz’deki Türk varlığının teminatıdır. Kıbrıs Türk halkının barış, özgürlük ve egemenlik adına verdiği mücadele, KKTC’nin önemini her geçen gün artırmaktadır. KKTC’nin uluslararası alanda tanınması ve hak ettiği yere ulaşması, hem Türkiye’nin hem de Türk milletinin öncelikli hedeflerinden biridir.

yilmazparlar@yahoo.com

27 Ekim 2024 Pazar

Ümit Özdağ Son Haberlerde Övgüyle Karşılandı-Yılmaz Parlar

 Ümit Özdağ Son Haberlerde Övgüyle Karşılandı

Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’ın Siyasi Arenadaki Övgüleri, Ümit Özdağ’ın Liderlik Başarısı, Stratejik Vizyon ve Toplumsal Birlik çağrıları

Siyasi parti lideri Ümit Özdağ, son haberlerde eylemleri ve açıklamaları nedeniyle övgü alıyor.

 Siyasi Analistlerden Ümit Özdağ’a Tam Not, Neden Takdir Ediliyor?



Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, son zamanlarda Türk siyasetinde gösterdiği liderlik yetenekleri ve stratejik vizyonu ile övgü topluyor. Özdağ’ın toplumsal sorunlara yönelik kararlı duruşu ve siyasi alandaki şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi ilkeleri desteklemesi, onu hem halk nezdinde hem de siyasi analistler arasında saygın bir figür haline getirdi.

Zafer Partisi’nin lideri olarak, parti içindeki birliği sağlamlaştırma ve partinin değerlerini geliştirme konusundaki bağlılığı, Özdağ’a yönelik desteği artırıyor. Özellikle pragmatik çözümler ve yapıcı diyalog arayışları, karmaşık siyasi sorunların üstesinden gelme konusundaki etkinliğini gözler önüne seriyor.

Siyasi Yolda Kararlılık ve Özgünlük

Ümit Özdağ’a yöneltilen övgülerin arkasındaki temel nedenlerden biri, önemli toplumsal sorunlara yönelik kararlı ve net duruşudur. Özdağ, sosyal ve ekonomik meselelerde vatandaşların acil endişelerini ele alarak anlamlı değişimlerin savunucusu olarak ön plana çıkıyor. Bu, ona sadece destekçilerinden değil, geniş bir kitleden de onay kazandırdı.

Özdağ’ın liderliğinde, Zafer Partisi, şeffaflık ve kapsayıcılık gibi modern siyasi ilkeleri benimseyerek, toplumun farklı kesimleriyle etkili bir şekilde etkileşim kuruyor. Bu, onun kapsayıcı yönetim anlayışını yansıtıyor ve toplumsal ayrılıkları aşma konusundaki çabalarını öne çıkarıyor.

Yenilikçi Politikalar ve Geleceğe Dönük Vizyon

Pragmatik Çözümler ve Güçlü Liderlik, Ümit Özdağ’ın Siyasi Yolu

Ümit Özdağ’ın vizyonu, sadece güncel sorunlara çözüm bulmakla sınırlı değil; aynı zamanda geleceğe yönelik yenilikçi politika önerileriyle Türk siyasetinde fark yaratıyor. Özdağ, özellikle gençlere ve yeni nesillere yönelik stratejileriyle, Türkiye’nin geleceği için somut adımlar atıyor. Onun bu yönü, hem destekçiler hem de siyasi gözlemciler tarafından ileri görüşlü bir lider olarak kabul edilmesini sağlıyor.

Güçlü Bir Liderlik ve Artan Destek

Ümit Özdağ, Türk siyasetinde dinamik ve etkili bir lider olarak kabul ediliyor. Liderlik nitelikleri, kapsayıcılığı ve toplum yararına hizmet etme konusundaki bağlılığı, onu sadece partisi için değil, tüm Türkiye için önemli bir figür haline getiriyor. Özdağ’ın stratejik vizyonu ve halkla güçlü iletişimi, onun siyasi başarısının temel taşları olarak görülüyor.

Son dönemde, Özdağ’a yöneltilen övgüler, onun sadece parti lideri olarak değil, Türkiye’nin siyasi geleceği için de kilit bir figür olduğunu gösteriyor.

yilmazparlar@yahoo.com

11 Eylül 2024 Çarşamba

İsviçre’nin Bağımsızlık Günü’ne Özel Resepsiyon-Yılmaz Parlar

  İsviçre Bağımsızlık Günü Ankara’da Diplomatik Resepsiyonla Kutlandı

İsviçre’nin Bağımsızlık Günü’ne Özel Resepsiyon

 

10 Eylül 2024 Salı akşamı, İsviçre'nin Ankara Büyükelçiliği'nde, İsviçre'nin Bağımsızlık Günü vesilesiyle özel bir resepsiyon düzenlendi. Bu anlamlı etkinliğin ev sahipliğini, İsviçre Büyükelçisi Guillaume Scheurer üstlendi. Türkiye'deki diplomatik temsilciler, iş dünyası liderleri ve İsviçre vatandaşları etkinlikte bir araya geldi.



İsviçre-Türkiye İlişkilerinde Güçlü İşbirliği Mesajları
 

Büyükelçiliği'nde düzenlenen resepsiyon, İsviçre ve Türkiye arasındaki diplomatik ve ticari ilişkilerin önemine vurgu yaptı. Etkinliğe, İsviçre Büyükelçisi Guillaume Scheurer ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay konuşmalarıyla damga vurdu.



Türkiye-İsviçre İlişkilerinin Ticari Boyutu
Türkiye ile İsviçre arasındaki ticari ilişkiler de etkinlikte ön plana çıkan konular arasındaydı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, özellikle son yıllarda önemli bir artış göstermiştir. 2023 yılında Türkiye ile İsviçre arasındaki ticaret hacmi 22 milyar doları aşmış ve bu rakam her iki ülkenin de ekonomik iş birliğini derinleştirme hedefini yansıtmaktadır.

Türk iş dünyası, İsviçre’nin yüksek teknolojiye dayalı üretim gücünden ve finansal hizmetlerdeki uzmanlığından yararlanırken, İsviçre de Türkiye'nin stratejik konumunu ve dinamik pazarını değerlendirerek yatırımlarını artırmaktadır.



İki Ülkenin Güçlenen İlişkileri
Resepsiyon boyunca Türkiye-İsviçre iş birliğinin geliştirilmesi gerektiği yönünde önemli mesajlar verildi. Büyükelçi Scheurer, iki ülke arasındaki karşılıklı yatırım ve ticari iş birliğinin daha da güçlenmesi için her türlü diplomatik desteği sunacaklarını ifade etti.

İsviçre’nin tarafsızlık ilkesi ve uluslararası alandaki etkisi, Türkiye gibi dinamik ve stratejik ülkelerle olan ilişkilerini de pozitif yönde etkilemeye devam ediyor.



İsviçre Büyükelçisi Guillaume Scheurer

Büyükelçi Guillaume Scheurer, törene İsviçre ve Türkiye milli marşlarının çalınmasıyla başlarken, İsviçre'nin Türkiye ile olan tarihi ve diplomatik bağlarının altını çizdi. Scheurer, Türkiye ve İsviçre’nin 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile başlayan işbirliğinin, iki ülkenin barış ve uzlaşma arayışındaki ortak çalışmalarına dayandığını belirtti. Scheurer, konuşmasında şunları vurguladı:

“İki ülke arasındaki işbirliği her geçen yıl daha da güçleniyor. 1923’ten bu yana barış ve uzlaşı temelinde sürdürülen ilişkilerimiz, bugün hem diplomatik hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor. Türkiye ile İsviçre arasındaki ticaret hacmi 16 milyar dolara ulaşmış durumda ve bu, ticari ilişkilerimizin büyüklüğünü gösteriyor.”



Büyükelçi Scheurer, İsviçre'nin Türkiye ile daha da derinleşen ekonomik ilişkilerinin özellikle teknoloji, AR-GE, inovasyon ve eğitim alanlarında yoğunlaştığını belirterek, İsviçre'nin Türkiye'deki yatırımlarının önemini vurguladı. Ayrıca, iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal bağların, özellikle İsviçre’deki Türk diasporasının katkılarıyla daha da güçlendiğini ifade etti.



Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay
Resepsiyonda söz alan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, Türkiye ve İsviçre’nin ortak tarihine vurgu yaparak şunları kaydetti:

“İsviçre, Türk milletinin tarihinde çok özel bir yere sahip. 1923 yılında Lozan’da imzalanan antlaşma ile başlayan dostane ilişkilerimiz, bugün de güçlenerek devam ediyor. Gelecek yıl, bu önemli anlaşmanın 100. yılını kutlayacağız ve bu, iki ülke arasındaki dostluk ve işbirliğini daha da ileriye taşıma fırsatı sunacak.”

Büyükelçi Bozay, iki ülkenin eğitimden ticarete, bilimden kültüre kadar geniş bir işbirliği yelpazesinde ilerlediğini belirterek, özellikle İsviçre’de yaşayan 180.000 kişilik Türk toplumunun iki ülke arasındaki ilişkilerin önemli bir bileşeni olduğunu ifade etti. İsviçre’nin Türkiye’deki yatırımlarının artmasının, iki ülke ekonomilerinin birbirini tamamladığını ve işbirliğinin derinleşmesi için büyük bir potansiyel sunduğunu vurguladı.

“İsviçre ile Türkiye arasındaki ikili ticaret hacmi geçtiğimiz yıl 22 milyar doları aşmıştır. Özellikle enerji, finans, makine, ilaç ve kimya endüstrilerinde faaliyet gösteren yaklaşık 1000 İsviçre şirketi Türkiye’de aktif rol alıyor,” diyen Bozay, iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin sürdürülebilir bir temel üzerine inşa edildiğini belirtti.



Geleceğe Yönelik İşbirliği ve Ortaklık
Her iki konuşmacı da Türkiye-İsviçre ilişkilerinin gelecekte daha da gelişeceğine dair güçlü mesajlar verdi. Özellikle teknoloji ve inovasyon alanında yoğunlaşan işbirliği fırsatlarının yanı sıra, eğitim ve kültürel değişim programları sayesinde iki ülkenin birbirine daha da yakınlaşacağı ifade edildi.

İsviçre'nin Tarafsızlık İlkesi ve Barışa Katkısı
Etkinlikte konuşan Büyükelçi Scheurer, İsviçre’nin tarafsızlık politikasına dikkat çekerek, bu ilkenin ülkeye dünya sahnesinde önemli bir prestij kazandırdığını vurguladı. Tarafsızlığın, sadece diplomatik denge değil, aynı zamanda küresel barış ve istikrar için de bir teminat olduğuna dikkat çekti. İsviçre’nin, bu tarafsızlık sayesinde pek çok uluslararası örgüte ev sahipliği yaparak barış görüşmelerinde arabuluculuk rolü üstlendiğini belirtti.

İsviçre'nin tarafsızlık ilkesi, diplomatik krizlerde güvenilir bir aktör olarak öne çıkmasını sağlarken, savaşlara ve çatışmalara taraf olmadan uluslararası hukuk ve insan hakları gibi evrensel değerlere katkı sunmasıyla biliniyor. İsviçre'nin uzun yıllar bu politikayı sürdürebilmesi, sadece kendisi için değil, dünya genelinde istikrar ve barışın korunmasına önemli bir katkı sağlıyor.

İsviçre’nin Tarafsızlık Geleneği ve Küresel Barışa Katkısı
Büyükelçi Scheurer, konuşmasında İsviçre’nin yüzyıllardır koruduğu tarafsızlık politikasını vurguladı. İsviçre’nin uluslararası arenadaki tarafsız duruşu, ülkeler arasında arabuluculuk rolü üstlenmesini sağlamış ve dünya barışına önemli katkılar sunmuştur. Büyükelçi Scheurer, bu tarafsızlık sayesinde İsviçre’nin küresel ekonominin ve diplomasinin kilit aktörlerinden biri olmayı başardığını belirtti.



Tarafsızlığın Faydaları
İsviçre'nin tarafsızlığı, sadece diplomatik ilişkilerde değil, aynı zamanda ekonomik büyümede de büyük avantaj sağlamıştır. Ülke, güvenli ve istikrarlı bir ortam sunarak birçok uluslararası şirketin merkezi haline gelmiştir. İsviçre bankacılık sistemi, tarafsızlık politikası ile güvenilirliğini artırmış ve dünya çapında yatırımcıların tercih ettiği bir yer olmuştur. Tarafsızlık, İsviçre’ye küresel kriz dönemlerinde dahi güven duyulmasını sağlamış ve ülkenin ekonomik istikrarını korumasına yardımcı olmuştur.

Türkiye-İsviçre Ticaret Hacmi
Resepsiyon boyunca Türkiye ile İsviçre arasındaki ticari ilişkiler de vurgulandı. 2023 yılı itibarıyla iki ülke arasındaki ticaret hacmi 22 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu ticaret, özellikle makine, kimya ve ilaç sektörlerinde yoğunlaşmaktadır. İsviçre, Türkiye’nin en önemli Avrupa’daki ticaret ortaklarından biri olmaya devam ederken, Türk şirketleri de İsviçre pazarında daha fazla yer edinmeye başlamıştır.

İki Ülke Arasındaki İşbirliğinin Geleceği
Büyükelçi Scheurer, Türkiye ve İsviçre arasındaki güçlü ticari bağların, iki ülkenin karşılıklı çıkarları doğrultusunda genişlemeye devam edeceğini ifade etti. Türkiye’nin stratejik konumu ve genç nüfusu, İsviçreli yatırımcılar için cazip fırsatlar sunarken, İsviçre’nin yüksek teknoloji ve inovasyon konusundaki uzmanlığı da Türkiye için önemli bir avantaj oluşturmaktadır.

İsviçre'nin tarafsızlık politikası, uluslararası ilişkilerdeki barışçıl rolü ve güçlü ekonomik yapısı ile dünya sahnesinde ayrıcalıklı bir yer edinmiştir. Türkiye ile İsviçre arasındaki ticari işbirliğinin derinleşmesi, iki ülke için de büyük fırsatlar sunarken, bu dostane ilişkilerin gelecekte de güçlenmesi bekleniyor.

yilmazparlar@yahoo.com

 

24 Ağustos 2024 Cumartesi

Medyum Koray Aksoy'dan Zafer Partisi Türkiye'nin En Yükselen Partisi Olacak-Yılmaz Parlar

  

Zafer Partisi İçin Çarpıcı Kehanet

Türkiye'nin En Yükselen Partisi Olacak

Ünlü Medyum Koray Aksoy'dan Zafer Partisi İçin Çarpıcı Kehanet “Türkiye'nin En Yükselen Partisi Olacak”



Türkiye siyasetinin son dönemdeki yükselen yıldızı Zafer Partisi, yalnızca siyasi analistlerin değil, medyumların da dikkatini çekiyor.

Tanınmış medyum Koray Aksoy, Zafer Partisi ve lideri Ümit Özdağ hakkında çarpıcı kehanetlerde bulundu.

Aksoy’a göre, Zafer Partisi’nin yükselişi kaçınılmaz, Ümit Özdağ ise Türkiye’yi feraha kavuşturacak bir lider.

Marmara Bölgesi'nin Yalova iline bağlı Çınarcık'ta yaşayan Medyum Koray Aksoy, olağanüstü kehanetleriyle dikkat çeken biri olarak, Telefonda dahi seslere dayanarak geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek hakkında akıl almaz doğrulukta öngörülerde bulunan Aksoy, bu yeteneğini nereden aldığı konusunda büyük merak uyandırıyor.

Zafer Partisi’nin Yükselişi Medyum Koray Aksoy’un Kehanetlerinde Yer Aldı

 Medyum Koray Aksoy’un Kehanetleri

Ünlü medyum Koray Aksoy, Türk siyasetinde son dönemde büyük bir çıkış yakalayan Zafer Partisi ve Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında dikkat çeken bir kehanette bulundu. Aksoy, son kehanetinde Zafer Partisi'nin çok kısa sürede büyük bir yükseliş göstereceğini öngörüyor.

Aksoy’a göre, Ümit Özdağ’ın liderliğindeki parti, Türkiye'nin siyasi sahnesinde güçlü bir yer edinecek ve halkın güvenini kazanacak.

Medyum Koray Aksoy’dan Zafer Partisi Yorumu: "Ümit Özdağ, Türkiye'yi Feraha Kavuşturacak"

Zafer Partisi’nin Türkiye’nin en yükselen siyasi partisi olacağını ve Ümit Özdağ’ın liderliğinde büyük başarılara imza atacağını Özellikle ekonomik ve toplumsal alanda yaşanan sıkıntıların çözümünde Özdağ’ın önemli rol oynayacağına kehanetde bulunan Aksoy, "Ümit Özdağ süper bir lider ve Türkiye'yi feraha kavuşturacak" diyor.

Koray Aksoy, birçok doğru çıkan kehanetiyle bilinen bir isim. Zafer Partisi’nin son dönemdeki ivmesine dikkat çeken Aksoy, partinin kısa sürede Türkiye siyasetinin en etkili güçlerinden biri haline geleceğini söyledi. “Ümit Özdağ’ın kararlı liderliği, partiyi zirveye taşıyacak. Zafer Partisi, Türkiye’nin geleceğinde önemli bir rol oynayacak,”

 Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’ın Vizyonu

Aksoy’un kehanetleri, Zafer Partisi’nin kamuoyunda artan popülaritesiyle paralellik gösteriyor.

Partinin ulusal bağımsızlık, ekonomik kalkınma ve toplumsal barışa yönelik programları, Aksoy’un söylediklerini destekler nitelikte.

Ümit Özdağ’ın kararlı duruşu ve net mesajları, partiyi diğerlerinden ayıran temel unsurlar olarak öne çıkıyor.

Medyum Koray Aksoy’un kehanetleri, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin habercisi olabilir mi? Zafer Partisi’nin bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor.

Ümit Özdağ’ın liderliğindeki partinin geleceği, yalnızca siyasi değil, aynı zamanda mistik bir ilgiyle de takip ediliyor.

Siyasi Arenada Dikkat Çeken Tahminler

Son dönemlerde Türkiye'nin siyasi arenasında yaşanan dinamik gelişmeler birçok uzmanı ve analisti harekete geçirirken, ünlü medyum Koray Aksoy'ın öngörüleri gündem yaratmaya devam ediyor.

Ümit Özdağ ve Zafer Partisi'nin Yükselişi

Koray Aksoy, Zafer Partisi'nin son dönemdeki çıkışını değerlendirirken, "Ümit Özdağ, liderlik vizyonu ve kararlı tutumuyla partisini Türkiye siyasi sahnesinde ön plana çıkaracak. Bu yükseliş, kamuoyunun itibarından kaynaklanıyor" şeklinde açıklamalarda bulundu.

Kehanet ve Politikada Alınan Dönüm Noktaları

Aksoy, ayrıca yaptığı değerlendirmelerde, Zafer Partisi'nin alacağı kararların sadece kendi kaderini değil, genel siyasi ölçekte de önemli etkiler yaratacağını vurguladı.Türkiye'nin siyasi yapısını yeniden şekillendirecek" diyen medyum, Özdağ'ın liderliğinin ve partinin stratejilerinin dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtti. "Zafer Partisi, halkın gerçek sorunlarına duyarlılığı ile ön plana çıkıyor. Ümit Özdağ liderliğindeki bu ekip, yalnızca siyasi stratejiler geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumun sesini de duyuruyor”şeklinde yorum yaptı.



Yalova'dan Çarpıcı Kehanetler: Medyum Koray ve Rüyacı Nazan'ın Gizemli Dünyası

Öyküsü genlerine kadar uzanıyor Medyum Koray’ın. Kendisi gibi, Eşi de “Rüyacı Nazan” Olarak tanınıyor. Öyle tanınıyorlar. Her ikisinin de Söyledikleri isabetli ve belirli.

Medyum Koray’ın bu yeteneğinin doğuştan mı, yoksa Tanrı’nın bir lütfu mu olduğu tartışılıyor. Aynı zamanda eşi "Rüyacı Nazan" olarak tanınan Nazan Aksoy da rüya tabirleriyle dikkat çekiyor. Her ikisi de söyledikleriyle çevrelerindekilerin hayatlarına dokunuyor, geleceğe ışık tutuyor. İki Kez Zafer partsinin yükselişini rüyasında gören Nazan Aksoy da eşi Medyum Koray Aksoy’un kehanetinide pekleştiriyor.

Medyum Koray, evrenin enerjisiyle iletişim kurduğuna ve her olayın bir amaca hizmet ettiğine inanıyor. Yıldızların hareketlerinden insanlarla yollarının kesişmesine kadar her şeyin bir mesaj içerdiğini düşünen Aksoy, bu mesajları yorumlayarak insanları uyarıyor ve yönlendiriyor.

Özellikle başarıya dair kehanetleriyle tanınan Medyum Koray, doğru enerjiyi yönlendirenlerin kehanetlerini gerçekleştirebileceğine inanıyor.



Evren Enerjidir, Beklentilerimize Cevap Veren Enerjidir

Gerek gökyüzünde ay, güneş, gezegen ve yıldızların hareketleri vasıtasıyla iletilmek istendiğine inanılmış ve gökyüzündeki cisimlerin hareketleri de incelenerek, bunlara belirli manalar yüklenmiştir. Kimi Yıldız haritasına bakarak bir yorum koyuyor, Kimide Medyum Koray gibi kehanet yorumları yapıyor.

Ancak “Medyum Koray” sizinle ses veya fiziki iletişimle beraber olayları sıralıyor. Tedbir almanız gerekenler hakkında uyarılarda bulunuyor.

Kanatimizce, açıklandığı gibi, hayatın tesadüflerden ibaret olmadığı, içinde bir amaç dışında hiçbir şey olmadığı, başımıza gelen her olay veya tanıştığımız kişi sadece yolumuzu kesmekle kalmaz, bize hayatta eksik olduğumuz şeyleri getirir veya bize hayata daha fazla içgörü kazandıran değerli bir ders verir..

Yolumuz ne zaman insanlarla kesişse, bize her zaman bir mesaj olduğunu söylüyor. Şans karşılaşmaları yoktur. Ancak bu karşılaşmalara nasıl tepki verdiğimiz, mesajı alıp alamayacağımızı belirler. Yolumuza çıkan biriyle sohbet ediyorsak ve güncel sorularımıza ilişkin bir mesaj görmüyorsak bu mesaj olmadığı anlamına gelmez. Bu sadece kaçırdığımız anlamına gelir.

Başarı, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanettir. Başarının yıldızlarda yazılı olduğuna gerçekten inanan kişi, hayatın bunu gerçekleştirmek için kararlı olduğunu görecekdir.

“Medyum Koray” gibi mutlak güce sahip olanlar sadece kehanette bulunamazlar, olumlu sevgi dolu enerjileriyle kehanetlerini de gerçekleştirebilirler.

“Rüyacı Nazan” olarak anılan Medyum Koray eşi Nazan Aksoy Peygamber Hazreti Yusuf gibi rüya tabirlerini Medyum Koray ile örtüşen yorumları yapabiliyor.

“Medyum Koray” Bulgaristan Göçmeni aileden geliyor. Bu yetenek annesinde varmış. Geçirdiği Kaza sonrası ameliyat esnasında kalbi duruyor. Okyanus gibi derinliğe girdiğini görüyor veya hissediyor. Kalbi tekrar çalıştırılıp hayata döndüğünde hemen gördüğü kişilere istem dışı kehanet mesajları veriyor..Sonra 30 yılı aşkın bu yolculukda devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

23 Temmuz 2024 Salı

Kıbrıs'ın 50. Yıl Coşkusu İstanbul'da Yaşandı-Yılmaz Parlar

  Kıbrıs'ın 50. Yıl Coşkusu İstanbul'da Yaşandı

İstanbul’da KKTC'nin 50. Yıl Resepsiyonu Coşkuyla Kutlandı



İstanbul Feshane Art'ta 23 Temmuz 2024 Salı akşamı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 50. Yıl Barış ve Özgürlük Bayramı kapsamında düzenlenen resepsiyonda önemli protokol konuşmaları yapıldı.



KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Konuşması

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuşmasında Kıbrıs'ın tarihsel mücadelesine ve Türkiye'nin desteğine vurgu yaptı. "Kıbrıs Türk halkı, ana vatan Türkiye’nin garantörlüğü sayesinde özgürlüğüne kavuştu," diyerek sözlerine başlayan Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik temelinde bir anlaşmayı desteklediğini belirtti. "Türkiye'nin garantörlüğü ve askerinin caydırıcılığı bizler için yaşamsal öneme sahiptir," dedi. Tatar, konuşmasını Kıbrıs Türk halkının geleceğe umutla baktığını ifade ederek tamamladı.



1. Ordu Komutanı ve Garnizon Komutanı Ali Sivri’nin Katılımı

Resepsiyona katılan önemli isimlerden biri de 1. Ordu ve Garnizon Komutanı Ali Sivri oldu.. Sivri, katılımcılar tarafından büyük bir saygı ve sevgiyle karşılandı. Yüksek rütbeli generaller, subaylar ve gaziler de resepsiyona katılarak bu anlamlı geceye katkıda bulundular.

Komutan Sivri'nin varlığı, Türk ordusunun Kıbrıs Türk halkıyla olan güçlü bağlarını ve desteğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sivri, gösterdiği mütevazı duruş ve liderlik vasıflarıyla katılımcıların takdirini kazandı. Türk Silahlı Kuvvetleri, her zaman Kıbrıs Türk halkının yanında olduğu izlenimi veren Ali Sivri'nin Resepsiyon boyunca nezaketi ve kararlılığı, geceye damgasını vurdu.


Resepsiyonun Anlamı ve Önemi

İstanbul Feshane Art’da düzenlenen resepsiyon, Kıbrıs Türk halkının 50 yıllık bağımsızlık mücadelesini ve Türkiye’nin bu mücadeledeki desteğini bir kez daha gözler önüne serdi. Gece, yüksek rütbeli komutanlar, subaylar, gaziler ve Kıbrıs Türk toplumunun önde gelen isimlerinin katılımıyla tarihi bir anı olarak kayıtlara geçti. Bu anlamlı resepsiyon, Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin unutulmaz bir parçası olarak hafızalara kazındı.

İşte gecenin öne çıkan konuşmaların özeti;



KKTC Kültür Derneği Başkanı Zehra Bilge Eray'ın Konuşması

KKTC Kültür Derneği Başkanı Zehra Bilge Eray, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünde düzenlenen resepsiyonda yaptığı konuşmada, "Harekatı hepinize kutlu olsun," diyerek başladığı konuşmasında, Kıbrıs Türk toplumunun yaşadığı zorlukları ve bağımsızlık mücadelesini anlattı. Eray, "Yirmi Temmuz 1974 günü Kıbrıs Türk halkı, anavatanımızın garantörlük haklarını kullanarak gerçekleştirdiği harekat ile soykırımdan kurtularak özgürlüğüne kavuşmuştur," dedi. Konuşmasında, Kıbrıs Türklerinin bağımsızlık mücadelesini vurgulayan Eray, "Özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız için uygulanan bütün imkansızlıklara, ambargolara ve izolasyonlara karşı direndik ve savaştık," ifadesini kullandı.



KKTC İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel'in Konuşması

KKTC İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel, Kıbrıs meselesinin Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı için ortak bir dava olduğunu belirtti. Demirel, "Bugün dünyanın en güzel şehrinde konuklarımızla birlikte bu özel günü kutlamaktan mutluyum," dedi. Kıbrıs Türk halkının Osmanlı İmparatorluğu'ndan bugüne dek yaşadığı zorlukları anlatan Demirel, "Yirmi Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğünü sağlamak için harekete geçti," ifadesini kullandı. Demirel, şehitleri rahmetle anarak, "Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık mücadelesi, tarihe geçen bir direniş destanıdır," dedi.



İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Konuşması

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünü kutladığı konuşmasında, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanında olmaya devam edeceğiz," dedi. İmamoğlu, Kıbrıs meselesinin Türkiye'nin dış politika gündeminde önemli bir yere sahip olduğunu belirtti ve barışın önemine vurgu yaptı. "Barış için çabalayacak ama zaruret halinde gerekeni yapmak için her zaman hazırlıklı ve kararlı olacağız," ifadesini kullanan İmamoğlu, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık mücadelesinde Doktor Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş'ın büyük rol oynadığını da hatırlattı.



İstanbul Vali Yardımcısının Konuşması

İstanbul Vali Yardımcısı, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünü kutlayarak, "Yirmi Temmuz tarihi, Kıbrıs Türkü'nün kurtuluş tarihidir," dedi. Mehmetçiğin kahramanlığını ve Kıbrıs Türk halkının direnişini vurgulayan Vali Yardımcısı, "Kıbrıs beş asırdan beri bizim en kıymetli parçamızdır," ifadesini kullandı. Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin önemine değinen Vali Yardımcısı, "Türkiye, Kıbrıs'ta ve Doğu Akdeniz'de barış ve istikrarın teminatı olmaya devam edecektir," dedi.



KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Konuşması

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı'nın önemine değinerek, "Yirmi Temmuz 1974'te Türk hükümeti, garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs'a müdahale kararı aldı," dedi. Tatar, konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık mücadelesini ve Türkiye'nin desteğini anlattı. "Kıbrıs Türk halkı, barış, huzur ve güvenlik içerisinde yaşamak için egemen eşitlik temelinde bir anlaşma yapmalıdır," ifadesini kullanan Tatar, Kıbrıs Türk halkının geleceğe umutla baktığını belirtti. Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı'nın başarısında İstanbul'un rolüne de dikkat çekerek, "İstanbul, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin en büyük destekçilerindendir," dedi.

yilmazparlar@yahoo.com


kaynak

2 Temmuz 2024 Salı

Ümit Özdağ'dan Çarpıcı Açıklamalar-Yılmaz Parlar

  

Ümit Özdağ'dan Çarpıcı Açıklamalar: "Sığınmacıları Hukukun İçinde Geri Göndereceğiz"

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, kamuoyuna yaptığı önemli bir video açıklamasıyla Türkiye'nin gündemini bir kez daha sarsacak açıklamalarda bulundu. İşte Özdağ’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Stratejik Göç Mühendisliğine Karşı Mücadele

Zafer Partisi'nin son üç yılda, Türkiye'ye yönelik stratejik göç mühendisliğine karşı verdiği mücadelenin Türk kamuoyunda büyük takdir topladığını belirten Özdağ, partisinin bu konuda kararlı duruşunu sürdürdüğünü vurguladı. Özdağ, "Zafer Partisi'ne oy versin, vermesin; AK Parti, MHP, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve diğer partilere oy veren seçmenlerimiz, sığınmacıların ve kaçakların vatanlarına yollanması konusundaki görüşümüzü güçlü bir şekilde desteklediler" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Esad ile Görüşme Açıklaması

Özdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme ihtimaline dair açıklamasına dikkat çekerek, "Erdoğan, yıllardan beri şeytanlaştırdığı Esad ile eski günlerde olduğu gibi görüşebileceğini ifade etti" şeklinde konuştu. Bu gelişmenin, Zafer Partisi'nin mücadelesinin bir sonucu olduğunu belirtti.



Gaziantep’te Sığınmacı Tepkisi

Özdağ, Gaziantep’te 41 sivil toplum örgütünün "Yeter artık, Gaziantep bu yükü taşıyamıyor" şeklinde rapor hazırladığını ve Gaziantep Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlarının bu duruma tepki gösterdiğini ifade etti. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı’nın geniş bir kampanya başlatarak kaçak Suriyelileri vatanlarına göndermeye yönelik adımlar attığını söyledi.

Suriye’nin Kuzeyinde Artan Saldırılar

Son dönemde Türkiye’nin kontrol ettiği bölgelerde Türk tırlarına ve birliklerine yönelik saldırıların arttığını belirten Özdağ, bu saldırıların arkasında Türkiye’nin Suriye ile ticaret yapmasını ve Suriyelileri geri göndermesini engellemeye yönelik girişimler olduğunu ifade etti.

Kayseri’de Yaşanan Olaylar

Kayseri'de bir Suriyelinin altı yaşındaki bir çocuğa yönelik taciz girişiminin ardından olayların kontrolden çıktığını belirten Özdağ, vatandaşları provokasyonlara karşı uyardı. "Öfkenizi sokağa değil sandığa yönlendirin" diyerek vatandaşları sağduyuya davet etti.

"Vatanı Savunacağız, Ama Doğru Şekilde"

Zafer Partisi'nin hukukun içinde kalarak mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan Özdağ, "Bu insanları vatanlarına hukuk içerisinde, Türk devletine ve Türk milletine yakışır bir şekilde yollayacağız. Bunun yolu sokakta şiddet değil, sandıkta oydur" dedi.

Provokasyonlara Karşı Tedbir

Özdağ, provokasyon girişimlerine karşı il başkanlarına talimat verdiğini ve bu girişimleri yakından takip ettiklerini belirtti. "Devlet bizim devletimiz, ülke bizim ülkemiz. Türkiye bizim vatanımız. Hep birlikte bu vatana sahip çıkacağız" diyerek sözlerini sonlandırdı.

Zafer Partisi'nin kararlı duruşu ve lideri Ümit Özdağ’ın açıklamaları, Türkiye'de sığınmacı politikasına yönelik tartışmaların yeniden alevlenmesine yol açacak gibi görünüyor. Özdağ'ın sözleri, Türkiye'nin gelecekteki sığınmacı politikasını şekillendirecek önemli ipuçları içeriyor.

yilmazparlar@yahoo.com 



21 Nisan 2024 Pazar

Bangladeş Bağımsızlık Gününü Kutladı-Yılmaz Parlar

  Bangladeş Bağımsızlık Gününü Kutladı

Vizyoner Lideri Sheikh Hasina Sayesinde İlerlemeye ve Ekonomik  Büyümeye Devam Eden, Güney Asya Ekonomik Mucizesi, Dünyanın Harikası Bangladeş’in İstanbul Başkonsolosluğu, Bağımsızlık günlerinin 54. ncüsünü 19 Nisan 2024 Cuma günü Shangri-La Bosphorus Hotelde kutladı.


 
Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Mohammed Nore-Alam’ın ev sahipliğinde verilen resepsiyona, İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek, Yabancı ülke Konsolosları, temsilcileri, Diplomatlar, iş dünyası inasanları, akademisyenler başda olmak üzere basın mensupları ve elit davetliler katıldı. 



İki Ülke Milli marşların söylemiyle başlayan resepsiyonda Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Mohammed Nore-Alam ve İstanbul  Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek açılış konuşmaları Yaptı.

"Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Mohammed Nore-Alam “Bangabandhu’nun dış politika ilkesi olarak herkestle dostluk, hiç kimseyle düşmanlık, Türk büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün vecizesi: “Yurtta sulh, cihanda sulh”  ilkesiyle paralellik göstermektedir.

……….

Bangabandhu Şeyh Mucibur Rahman, büyük Türk önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün cesaretinden ve şövalyeliğinden büyük ölçüde ilham almıştı.  Milli şairimiz Kazi Nazrul İslam, 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün yiğitliğini ve kahramanlığını öven Kemal Paşa adlı bir şiir yazmıştır”



 İstanbul  Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek “Türkiye ve Bangladeş ilişkileri, yüzyılı aşan ortak tarihi, kültürel ve dini bağlar tarafından şekillendirilmektedir. Ticaret ve ekonomi gibi alanlarındaki işbirliğimizi özellikle güçlendirmemiz gerekmektedir. Çünkü ikili ticaret hamcımız bunu göstermektedir.”

Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Mohammed Nore-Alam Özetle “Bu kutlu günde, Bangladeş'in kurucusu ve ulusal kahramanı Bangabandhu Şeyh Mucibur Rahman'ı derin bir saygıyla anıyorum. Onun liderliğinde, Bangladeş 1971'deki bağımsızlık savaşıyla küresel sahnede bağımsız bir devlet olarak ortaya çıktı.



Aynı zamanda, bağımsızlık mücadelemizde hayatlarını kaybeden 3 milyon şehidimize ve özgürlük savaşçılarına da en derin saygılarımı sunuyorum.

Bangladeş, yoksulluktan ve ayrımcılıktan uzak, laik ve müreffeh bir ülkeyi simgeler. Başbakan Sheikh Hasina'nın liderliği altında, Bangladeş dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri haline gelmiştir.

Bangladeş, teknoloji ve bilgiye dayalı gelişmiş bir ülke olma hedefiyle ilerliyor ve aynı zamanda 2100 yılına kadar refah ve iklime dirençli bir delta oluşturma amacını taşıyor.

Dış politika ilkesi olarak, Bangladeş herkesle dostluk ve barış içinde yaşamayı, diğer devletlerin içişlerine karışmamayı ve küresel barış ve güvenliği desteklemeyi benimsemiştir.



Bangladeş, Myanmar'dan zorla yerlerinden edilen Rohingya mültecilerine ev sahipliği yapmaktadır ve onların güvenli şekilde geri dönmeleri için uluslararası toplumdan destek beklemektedir.

Bangladeş ve Türkiye arasında mükemmel ikili ilişkiler bulunmaktadır, bu ilişkiler tarihi bağlar, ortak inançlar ve kültürel yakınlık üzerine kuruludur.

Bangladeş, barış, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığıyla küresel arenada önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.” Şeklinde ifadelerini sundu.

İstanbul  Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek ise özet olarak Türkiye ve Bangladeş arasındaki ilişkiler, yüzyıllardır süregelen ortak tarihi, kültürel ve dini bağlarla şekillenmiştir. İki ülke, en sıkıntılı zamanlarında bile birbirlerine destek olmuş ve kardeşlik ve dostluk duyguları ilişkilerinin temelini oluşturmuştur.



Bangladeş'in ekonomik ilerlemesi, ülkenin en az gelişmiş ülkeler grubundan ayrılmasını haklı kılmaktadır. Türkiye olarak, Bangladeş'in canlı ekonomisi ve genç nüfusuyla daha da gelişmesini desteklemekteyiz.

Bangladeş, Asya Birleşimi'nin önemli bir ortağı olarak yeniden dikkat çekmektedir. Bu nedenle, ticaret ve ekonomi gibi alanlardaki işbirliğimizi güçlendirmemiz gerekmektedir. Bangladeş'in milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapması, özellikle 1 milyondan fazla Rohingya Müslümanına kapılarını açması takdire şayandır.”dedi

Bangladeş gerçektende ; Mayıs 1981'de Sheikh Hasina'nın Bangladeş'in siyasi manzarasında ortaya çıkışı, basit bir ifadeyle, Bengal ulusunun itibarını yeniden kazanması için bir kampanyaydı. Ardından, Ağustos-Kasım 1975'teki kargaşa ve cinayetlerle kaybedilen değerleri yeniden canlandırmak için yürüttüğü, gösterdiği çabalar, bugün tarihin bir parçasıdır.



Sheikh Hasina'nın siyasetteki ilk adımları, partinin başına geçtikten sonra parçalanmış bir Awami Birliği'ni yeniden birleştirme ihtiyacıyla bağlantılıydı. Gerçekten de, partinin geleceğini yalnızca Bangabandhu'nun kızının yeniden şekillendirebileceğine ikna olan ve o zamana kadar üç fraksiyon halinde faaliyet gösteren partinin liderliğini kabul etmesi için onu davet etmeyi görev edinen parti büyüklerinin bilgeliğinin bir kanıtı olmaya devam ediyor.

Göreve başladığından beri Sheikh Hasina, komünal olmayan, açlık ve yoksulluğun olmadığı ülkeyi inşa etmek için durmaksızın çalışıyor. Hayalperest, filozof ve vizyon sahibi bir lider. 

Bangladeş, ekonomisi Sheikh Hasina, döneminde dört kat büyüdüğü için şu anda dünya ekonomisinde 41. sırada yer alıyor.

Hindistan ile Bangladeş arasında 41 yıllık Kara Sınır Anlaşması çözüldü. Ülkenin kişi başına düşen geliri 27 kat arttı. Fakir bir ülkeden fırsatlar diyarına çevirme fırsatı veriyor, çok doğru bir şekilde 'yaşam ve geçim arasında bir denge kurmak' olarak tanımladığı şeyi yapıyor. Bangladeş, dinamik liderliğinde elde edilen sürdürülebilir GSYİH büyümesi ve sosyo-ekonomik parametreler açısından bir "kalkınma mucizesi". Sözde 'dipsiz kuyudan canlı bir ekonomi, bir fırsatlar ülkesi haline geldi.

Çin ve Hindistan gibi iki büyük ekonomi arasında kalan 165 milyon çalışkan insanıyla Bangladeş, yatırım için kazançlı bir yer. Asya'daki en yüksek GSYİH büyüme oranını yakaladı.



İnovasyon ve girişimcilik için küresel bir kuluçka merkezi olmak yolundalar. Bu devasa kalkınma görevini, daha büyük bir yabancı yatırım ve havale girişi ile birlikte dış ticarette daha fazla derinlikle hızlandırmayı amaçlıyorlar. “Ekonomik diplomasi”yi uygulamaya koydular. Bu paket kapsamında birkaç yıl içinde -Öncelikle- Birinci olarak, adil bir pazar erişimi elde etmeyi;

İkinci olarak, ihracatın genişletilmesi,  Üçüncüsü, önemli miktarda içe dönük Doğrudan Yabancı Yatırım girişi,  Dördüncüsü, kritik teknolojilerin transferi ve Beşincisi, hem yurtiçinde hem de yurtdışında profesyoneller ve çalışanlar için daha büyük ve daha iyi istihdam fırsatları.

Ayrıca kaliteli hizmet sunmak için küresel bir üretim merkezi olmak istemi içindeler. İş liderlerine yenilikçi fikirler ve stratejiler üretmeye teşvik ediyorlar.

Resepsiyonda Bangladeş sanat ve kültür odaklı objeler sergilendi. Geleneksel halk oyunları gösterimi sunuldu. Bangladeş tat lezzetlerinden oluşan yemekler davetlilere sunuldu.

yilmazparlar@yahoo.com