22 Aralık 2018 Cumartesi

Kamuda İyi Yönetişim-Yılmaz Parlar

Kamuda İyi Yönetişim

Yaşam Kalitesini Artırmanın Yolu:  Kamuda İyi Yönetişim

Kâr amacı gütmeyen Argüden Yönetişim Akademisi tarafından Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi işbirliği ile düzenlenen “Kamuda İyi Yönetişim Sertifika Programı’nın” 2018 yılı mezunları sertifikalarını Ankara’da Milli Kütüphane’de aldılar.  “Yönetişim ve sürdürülebilirlik” konularında bilinç ve bilgi düzeylerini artırmak amacıyla düzenlenen ve ilk mezunlarını 2016 yılında veren Sertifika Programına kamu sektöründe görev alan yöneticilerin, kamu uzman ve yöneticileri yoğun ilgi gösteriyor. 


Kamuda İyi Yönetişim Sertifika Programı, kamu politikaların oluşturulmasında ve uygulanmasında katılımcı demokrasiyi geliştirmek ve yenilikçi yöntemler ile kamu işletmelerinde hizmet kalitesini artırmak üzere geleceğin lider kamu yöneticilerinin yetkinliklerini geliştirmeyi amaçlıyor.

Açılış konuşmalarını Argüden Yönetişim Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı’nın ve Milli Kütüphane Dış İlişkiler ve Kültürel Faaliyetler Şube Müdürü Hafize Er’in yaptığı törende, kamuda yönetişim kalitesini artırmanın vatandaşın yaşam kalitesini artıracağı vurgulandı.

Açılış konuşmalarında konuşan Argüden Yönetişim Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı “İyi yönetişim, yaşam kalitesini artırmanın ve sürdürülebilir başarının temelidir. Yönetişim kalitesi ise toplumların kurumlarına duydukları güven ile doğrudan ilgilidir. Kurumlarına güven duyulan toplumlarda büyüme hem daha hızlı hem de daha etkili olur.” dedi.

Katılımcıları ve ev sahibi kurumu temsilen açılış konuşmasını yapan Hafize Er ise, Kamuda İyi Yönetişim Sertifika Programının katılımcılarının uzmanlıklarını geliştirme açısından çok faydalı bulduğunu, Programın öğretilerinin katılımcıların profesyonel hayatlarına katkılarının önemli olduğunu belirtti. “Sertifika programımız boyunca Kamuda İyi Yönetişim, Düzenleyici Reform ve Kamu Politikalarında Bilimsel Metotlar, Katılımcı Demokrasi ve Açık Devlet, Kamu Servislerinde Etkinlik ve İnovasyon modüllerini tamamladık. İşimize bakış açımız değişti ve gelişti. Bizden sonraki katılımcıların da bu Programın her dakikasını aynı verimlilikle değerlendireceklerine inanıyoruz.” dedi.


Açılış konuşmalarını takiben, 96 saatlik yoğun eğitim programını başarıyla tamamlayarak mezun olmaya hak kazanan katılımcılara “Uzmanlık Belgeleri” takdim edildi.

Kapanış konuşmasını gerçekleştiren Argüden Yönetişim Akademisi Kurucusu Dr. Yılmaz Argüden “Bilgi ve sevgi paylaştıkça artar. Akademi yönetişim konusunda gerek kendi bilgi ve deneyimlerini, gerekse dünyadaki en iyi uygulamaları geleceğin liderleri olma potansiyeline sahip, iyi yetişmiş kamu yöneticileri ile paylaşarak, kamu ile vatandaş arasındaki güven ortamını geliştirmeyi hedefliyor.” dedi.  Dr. Argüden, bu sertifika programına verdikleri önemi vurguladı ve mezunlara “Değer ancak uygulama ile üretilir.  Bu nedenle, iyi yönetişim konusunda öğrendiklerinizi uygulamanızı ve deneyimleriniz yaygın şekilde paylaşarak öğrenme ortamının sürekliliğini sağlamanızı diliyoruz.” dedi.

Dr. Argüden konuşmasında Akademi’nin bağışçıları TIRSAN, Akkök Holding, Borusan Holding, Garanti Bankası, ve ARGE Danışmanlık’a, eğitimin işbirliği ortağı Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’ne, Boğaziçi Üniversitesi Vakfı’na, Programa ev sahipliği yapan Milli Kütüphane’ye, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, katılımcıların başvurularını ulaştıran kamu STK’larına (Avrupa Birliği Uzmanları Derneği, Başbakanlık Uzmanları Derneği, Gümrük ve Ticaret Uzmanları Derneği, Hazine Uzmanları Derneği, Kamu İç Denetçiler Derneği, Maliye Uzmanları Derneği, Mali Hizmetler Uzmanları Derneği, Yasama Uzmanları Derneği) ve tüm davetlilere teşekkür etti.


Argüden Yönetişim Akademisi, ulusal ve uluslararası arenada rol alan özel sektör, kamu, sivil toplum kuruluşlarında iyi yönetişimin geliştirilmesini destekliyor, kurumlar ile paydaşları arasındaki güven duygusunu geliştirerek yaşam kalitesini artırmayı ve sürdürülebilir değer yaratmayı hedefliyor.  Akademi, yönetişim alanında “ilk başvuru noktası” haline gelmiş bir bilgi merkezi olmayı amaçlıyor. Bu alanda tez yazan lisansüstü eğitim öğrencilerine burs imkânı sunarak, “İyi yönetişim” uygulamalarını yaygınlaştırıyor ve ödüllendiriyor.

Akademi, “Kamuda İyi Yönetişim” Sertifika Programına ek olarak, özel sektörde yönetişimin kalitesinin artmasını hedefleyen “Özel Sektörde İyi Yönetişim (International Finance Corporation-IFC işbirliğiyle)”, ve katılımcı demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan sivil toplum kuruluşlarında yönetişim kalitesinin artmasını hedefleyerek “Sivil Toplumda İyi Yönetişim” sertifika programlarını düzenliyor. İlkokul 4. Sınıf çocuklarıyla yürütülen “Öğrenen Çocuk: Sorumlu Birey” Projesi ile de geleceğin liderleri çocukların sorumlu birer birey olmaları için çalışıyor.


2015 yılı faaliyetlerini Entegre Rapor olarak yayımlayan Akademi, bu raporuyla Türkiye’de Entegre Rapor yayınlayan ilk kurum oldu; dünyada ise kuruluşundan itibaren tüm yıllık raporlarını Entegre Rapor olarak yayınlayan ilk kuruluş olarak kâr amacı gütmeyen kurumlar için örnek oluşturdu. 

Akademinin Son Çıkan Yayını Katılımcılara Hediye Edildi
Akademi, Program boyunca katılımcılara eğitim konularıyla ilgili ve oldukça ilgi gören yayınlarından hediye etti. Bu yayınlara ilave olarak, Mezuniyet Töreni katılımcılarına da Akademi’nin en yeni yayını olan ve İstanbul İlçe Belediyelerini yönetişim kalitesi açısından vatandaş bakışıyla değerlendiren “Vatandaş Bakışıyla: İstanbul İlçelerinin Belediye Yönetişim Karnesi” yayını hediye edildi. 
Akademi’nin tüm yayınlarına İnternet sitesinden online olarak erişilebiliyor. http://www.argudenacademy.org/kutuphane
Akademi’nin tanıtım filmi için tıklayınız: http://www.argudenacademy.org/basin-odasi/arguden-yonetisim-akademisi-tanitim-filmi



yilmazparlar@yahoo.com

16 Aralık 2018 Pazar

2018 Şeffaflık Ödülleri Konferansı ve Töreni-Yılmaz parlar

Suya mı, Yazıyoruz?

Yönetim Kurulu Başkanlığını Avukat Oya Özarslan’ın yaptığı, Uluslararası Şeffaflık Derneği tarafından dördüncüsü düzenlenen "Şeffaflık Ödülleri Konferansı ve Töreni"nde Medya Dalında ödüle layık görülen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya yaptığı konuşmasında Yolsuzlukla Mücadele konusunda yazdığı yazılarla ilgili olarak “Yazdıklarımızı suya mı yazıyoruz ki; süratli bir düzelme, iyileşme göremiyoruz.” şeklinde söz etdi.



9 Aralık Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü’ne atfen  Şeffaflık Ödülleri ve konferansı 11 Aralık 2018 Salı günü.Elite World Prestige Hotel'de gerçekleşti.

Medya Dalında Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, Yurttaş Kategorisinde Fatih Belediyesi Meclis Üyesi Fazıl Uğur Soylu, Kurumsal Şeffaflık Kategorisinde Pfizer Türkiye, Gençlik Dalında Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler öğrencisi Ertuğrul Çavuşoğlu. Şeffaf Belediyecilik Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ödüle layık görüldüler.



İsveç'in İstanbul Başkonsolosu Therese Hyden'in de katıldığı törende, Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özarslan yaptığı açılış konuşmasında Konferans ve ödül törenin, Türkiye’de yolsuzlukla mücadelenin geleneksel dayanışma unsurlarından biri haline geldiğini, Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün yirmi beşinci yılını kutladıklarını belirtdi. yolsuzluktan arınmış temiz bir dünya, iyi yönetilen bir ülke şeklinde örgütün temel vizyonun altını çizdi. Özarslan, Şeffaflık Derneği'nin 2018 yılı itibarı ile onuncu yaşını kutladığını kaydederek, "Temel vizyonumuz çerçevesinde, elimizde olan sadece demokratik bir sistem, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi temel ilkeler. Buna ulaşmak için, aslında çok uzun süreler boyunca bilgiye ulaşmak, bilginin yayılması, özgür şekilde dağılması gibi ilkeleri ve çalışmaları savunduk." dedi.

Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı E. Oya Özarslan “Demokrasiye güvenimizi, temiz bir dünya yaratma hedefimizi içten içe çürüten yolsuzluklara karşı toptan mücadele, bu mücadeleyi içtenlikle yürüten gazeteciler, aktivistler, yurttaş ve sivil girişimler ile kurumların çabaları olmadan başarıya ulaşamaz. ” şeklinde anlamını vurguladı.



Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya araştırdığı yolsuzluk haber dosyalarında bulunduğu, Rüşvetin Deşifresi, Şef: Yimpaş’la Kurulan Para Diktatörlüğü, Yüzyılın Yolsuzluk Oyunu, AKP’li Belediyelerde Neler Olmuş Neler, The Ortak isimli kitapları ve “Hepiniz Oradaydınız” Belgeseli gibi çalışmaları bulunmaktadır.

Aykut Küçükkaya gazetecilik yaşamı boyunca Bürokrasi, siyaset ve iş dünyasının usulsüz ilişkilerini araştırmış, kamu kaynaklarının şeffaflık, hesap verebilirlik, sosyal eşitlik, adalet ilkeleri doğrultusunda ve kamu yararına kullanılması için toplumsal farkındalık ve bilinç düzeyinin artması için çalışmalarını sürdürmüştür.



Yurttaş kategorisinde Fatih Belediye Meclisi üyesi, Fazıl Uğur Soylu Belediyenin düzenlediği bir resmi seyahatle ilgili, kamunun zarar gördüğü usulsüzlüğü gün ışığına çıkarmış dört yıldır devam eden hukuk mücadelesini vermektedir. Danıştay tarafından şikayetin işleme konulmasına yönelik karar çıkarılması, Sayıştay incelemesi ve denetimi gerçekleşmesi gibi İçişleri Bakanlığı, Danıştay ve Sayıştay, Valilik, Kaymakamlık, nezdinde mücadelesi devam etmektedir. Belediye’ye ait taşınmazların vakıflara tahsisi ile ilgili önemli tespitleri bulunarak, bunları kamuoyuna ulaşmasını sağlamıştır. 




Pfizer Türkiye her yıl düzenlenen Uyum Festivali etkinliği ile dürüstlük ve şeffaflık değerlerine, uygulamalarına yönelik kurum içi farkındalığı artırarak etik iş anlayışına dair ilkelerin tüm çalışanlar tarafından içselleştirilmesini, sahiplenilmesini sağlamaktadır.

Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğrencisi Ertuğrul Çavuşoğlu Şeffaflık için Dijital Sanat ve Tasarım başlıklı projesinde, üniversite öğrencilerine yönelik; şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık ilkelerine dair bilinç artırma seminerleri ve sosyal farkındalık kampanyaları için yaratıcı görsel tasarım atölyeleri gibi çalışmalar bulunuyor.

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Hesap Verilebilirlik ve Katlımcılık Anlayışı" nedeniyle "Şeffaf Belediyecilik" konusunda ödüle layık görüldü.

Başkan Soyer, “Bütün mesele kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığının, şeffaf bir biçimde ortaya konması. Vatandaşın, içinde yaşadığı kentte, memlekette şeffaf, hesap verilebilir ve katılımcılık ilkelerine uygun olarak hayatını sürdürmesini, bu anlamda da memnuniyetini artırmayı hedefliyoruz. Biz meclis gündeminin önceden halka duyurulması, belediye bütçesinden mal varlıklarına dek bir çok konunun halkla paylaşılması gibi uygulamalar yapıyoruz. Bunu uzun zamandır Seferihisar Belediyesi’nin en üstten alta kadar tüm kademelerinde başarıyla uyguluyoruz. Umarım bu anlayış tüm yerel yönetimlere yayılır" dedi.


Konferensda iki panel  ve Yolsuzluk Ekonomi konulu Prof. Dr. Alpay Filiztekin ile  Genel Koordinatör Yalın Hatipoğlu dernek Çalışmaları hakkında sunum  gerçekleşti.

Genel Koordinatör Yalın Hatipoğlu sunumunda Yolsuzluk Algı, Rüşvet Verenler, Küresel Yolsuzluk Barometresi, Kurumsal Raporlamada Şeffaflık gibi Endeksler yer aldı. Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, Afrika Birliği Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi, G20 - B20 - C20, Avrupa Birliği İlerleme Raporları ilgili kısımlar kapsamında ve yapılan Çalışmalar hakkında bilgiler verildi.

yilmazparlar@yahoo.com

5 Aralık 2018 Çarşamba

Romanya Ulusal Günü-2018 -Cununa Carpaților Folklor Topluluğu-Yılmaz parlar


Karpatların Tacı 


Romanya Ulusal Günü, İstanbul Romanya Başkonsolosu Adriana Ciamba ve Kültür merkezi müdürü Nadia Tunsu ev sahipliğinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Cemal Reşit Rey Konser Salonunda Karpatların Tacı olarak tanımlanan Cununa Carpaților Folklor Topluluğun muhteşem halk dansları gösterimi ve Romen muzik konseriyle şölen atmosferiyle kutlandı. 



İstanbul Romanya Başkonsolosu Adriana Ciamba günün mana ve önemini bildiren kısa bir açılış konuşması yaptı.


Ulusal Günü ve Romanya’nın Büyük Birleşmesi’nin yüzüncü yıl kutlamalarına adanan müzik ve dans gösterisine gelen konuklara teşekkür ederek, İstanbul „Dimitrie Cantemir” Romen Kültür Merkezi adına ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi..

Başkonsolos Adriana Ciamba “Bizim için özel olan bu yılda, burada, İstanbul’da, kültürel mirasımızın küçük bir bölümünü, Romanya'nın farklı kültürel bölgelerden alınmış geleneksel müziğimizi, çeşitli müzik aletlerimizi ve geleneksel kostümlerimizi sizlere sunmayı tercih ettik.


Bu gece sahne alacak olan profesyonel folklor topluluğu “Cununa Carpaţilor / Karpatların Tacı” 70 yıl önce kuruldu.Toplulukta yer alan genç ve profesyonel dansçılar, koreograf Viorel Cioacă’nın yönetiminde bulunmaktadır.



Halk müzik orkestrası, şef Dumitru Ionescu'nun liderliğindeki geleneksel halk enstrümanlarını çalan müzisyenlerden oluşmaktadır.”şeklinde grup ve mili gün hakkında bilgiler paylaştı.



Kültür merkezi müdürü Nadia Tunsu “Cununa Carpaţilor folklor grubunun, performanslarının kalitesi, repertuarların genişliği, kostümlerinin renk ve çeşitliliği ve usta yorumları sayesinde,  Romen folklorunu dünya sahnelerinde en otantik şekilde, başarıyla temsil eden topluluk haline gelmiştir. Topluluk dört bölgeden oyun ve kültür örnekler sunacaklar.” dedi.





İstanbul “Dimitrie Cantemir” Romen Kültür Merkezi, Romanya Ulusal Günü ve Büyük Romanya Birleşmesinin Yüzüncü Yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, olağanüstü performanslarıyla sahne alan Cununa Carpaților -Karpatların Tacı Profesyonel Folklor Topluluğu, folklorik müzik konseri ve dans gösterisi iki saati geçen Romanya’nın çeşitli bölgelerinden alınan müzik parçaları, halk oyunları ve geleneksel kıyafetleriyle muhteşem, unutulmayan, doyumsuz gece yaşatdılar.



Topluluğun koreograflığı Viorel Cioaca tarafından düzenlendi. Orkestra, profesyonel orkestra şefi Dumitru Ionescu batonu altında yöneltildi. Şef Dumitru Ionescu, geleneksel müzik enstrümanları ile sunulan parçaları kusursuz bir şekilde yönetdi.


Sanatsal aktivitesiyle, Cununa Carpaților -Karpatların Tacı, Profesyonel Folklor Topluluğu, Romen halk müziğinin kıymetlendirilmesine katkısını getirmekte ve beraberinde onun sürekliliğine katkıda bulunmaktadır.


Ulusal Gününe adanmış İstanbul programında, Dobruca, Oltenia, Muntenia, Ardeal, Banat vs bölgelerine ait geleneksel süit ve halk oyunların yanı sıra, kaval, tilincă, danofon, ocarină, blok flüt gibi Romen enstrümanları da sahnede sergilendi:

Olağanüstü bir deneyime sahip olan bu topluluğun otantik tarzda gösterilerin kalitesi, repertuarın çeşitliliği, kostüm ve kıyafetlerin renkleri ve büyük ustalıkla söylenen müzik parçaları çok üstün başarılıydı. 


Romanya Konsolosluk ilgililerinden Şeila Suliman’dan topluluk hakkında ”Cununa Carpaților -Karpatların Tacı” Profesyonel Folklor Topluluğu, genç sanatçılar, müzisyenler, dansçılar ve şarkıcılardan uzun yıllar içinde oluşan özel uzmanlar liderliğinde, sayısız gösteride sunumlarını hazırlayan sanatsal tutumları olan özel bir topluluktur. Performanslarının kalitesi, repertuarların genişliği, kostümlerinin renk ve çeşitliliği, ustalık yorumları ile Romen folklorunu dünya sahnelerinde en otantik şekilde, başarıyla temsil eden topluluk haline gelmiştir. Bu profesyonel topluluk Romen folklorunu gösteri kalitesi, repertuar genişliği, kostümlerdeki renk dağılımı ve yorum ustalığı açısından uluslararası sahnelerde aslına en uygun şekilde temsil etmeyi başarmıştır. Binlerce gösteri için sahne almıştır.” Bilgiler aldık.


Yine Şeila Suliman “Romanya Ulusal Günü, her Romen için özel bir önemi taşımaktadır;İstanbul "Dimitrie Cantemir" Romen Kültür Merkezi aynı zamanda Romanya Büyük Birleşme’nin Yüzüncü yılını da işaretlemeyi amaçlamaktadır; Romen folklorunu teşvik ederek, tüm kültür bölgelerinden halk müziği ve kostümlerini bir araya getirerek, somut mirasına ait olan değerlerin büyük bir ilgiyle karşılaştığını belirtmektedir.”sözlerine ekledi.


Kısaca Konser salonu hakkında bilgi hatırlatacak olursak; Meşhur Türk bestecisi Cemal Reşit Rey adını taşıyan ve özelikle klasik müzik konserleri düzenlenen Cemal Reşit Rey konser salonu, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki en büyük salonlarından biridir. 1989 yılında açılışı gerçekleşen konser salonun 870 koltuk kapasitesine sahiptir. Olağanüstü bir akustikten yararlanan bu Kültür Merkezi, konser, bale ve dans gibi gösteriler söz konusu olduğunda örnek bir ev sahibidir.


Cemal Reşit Rey Kültür Merkezi, İstanbul Romen Kültür Merkezi’nin değerli ortaklarından biridir. 2018 yıllında Romanya Ulusal Günü kutlamanın amacıyla gerçekleşen konser, bu muhteşem salonda art arda dördüncü yıl düzenlemektedir.




yilmazparlar@yahoo.com

5 Kasım 2018 Pazartesi

Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları -Yılmaz Parlar

Nefret Algısını Kıralım

Suriye’deki siyasal olaylarla ülkelerindeki çıkan iç savaş üzerine ailelerini korumak adına 7 yıl önce başlayan zorunlu göç sonucunda, bugün 3 milyon 600 bin civarında ülkemizde bulunan mültecilere ön yargılı yerine empati kurarak yanaşalım.



Medyada Göç ve Mülteciler zirvesi, TC. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM) ve Mülteci Destek Derneği (MUDEM) işbirliğiyle 1-4 kasım 2018 günleri arasında Ankara Park Hotelde gerçekleştirildi.  



Zirveye 140 civarında yerel medya temsilcisi ve  Suriyeli gazeteciler de katıldılar.

Türkiye topraklarına giriş yapmış sayısı en fazla olan Suriye’li mültecilere basın yayın organlarında, toplumun göçmenlere karşı empatiyle yanaşması şeklinde haberlerin önemine dikkat çekilen zirvede, T.C. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca, SGDD Genel Koordinaötürü İbrahim Vurgun Kavak. Aöılış konuşması, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Dış İlişkiler Görevlisi ve Sözcüsü Selin Ünal, AB Türkiye Delegasyonu Program yöneticisi Steven De Vriendt birer sunum yaptılar. 


Kendimiz muhtaç olmamıza rağmen yaptığımız fedakarlılığı ve gelişmiş ülkelerin duyarsızlığını gözler önüne serildi.




Oysaki sorgulamalar; Türkiye’de mültecilere ve sığınmacılara yönelik mevzuat ve uygulamaların taraf olunan uluslararası antlaşmalara, mülteci haklarına ve Cenevre sözleşmesine aykırı uygulamalar göz önünde olmalıdır. İyileştirmeler, çözümler, yasal düzenlemeler olmalıdır.



Mültecilerin-sığınmacıların hukuki statüsü, Mültecilerin barınma şartları; mülteci kamplarının durumu ve imkânları, Mültecilerin topluma uyumu hususunda karşılaşılan karşılıklı problemler sosyal ve kültürel, Mültecilerin çalışma hakkı kapsamında işgücüne katılımı, Toplumsal güvenlik, Sığınmacıların başka ülkelere geçişleri sırasında karşılaşılan problemler, Uluslararası toplumun ve AB ülkelerinin konuya sınırlı katkısı sorunu gibi konular çerçevesinde Suriyelilerin ülkemizde çalışma, oturma ve sağlık sigortası izinlerine dair problemler, gibi temel kriterlerle sorunlarına yaklaşılmalı



Günümüzde iki saniyede bir kişinin yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldığını belirten SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak “Bu rakam dakikada 30 kişi ve günde 45 bin kişinin maalesef ki yerlerinden olduğu anlamına geliyor. Türkiye Eylül ayı itibariyle 3 milyon 567 bin 658 Suriyeliyi ülkesinde ağırlamaktadır. Şu anda Türkiye’nin neredeyse her ilinde Suriyeli nüfusu bulunuyor. Suriyeli sığınmacıların yanı sıra çokta gündeme gelmeyen toplamda 400 bine yakın 85 ülkeden gelen sığınmacı ve mülteciyi ağırlamaktayız”  açıklamalarında bulundu 



Kavlak “ Dünyada 2013 yılından beri en fazla mülteci ağırlayan ülke konumumuzu sürdürmekteyiz. Bu alanda en çok ihmal edilen konulardan biri de basın mensuplarının konu hakkında kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmesi ve toplumsal alandaki rolünün daha fazla öne çıkarılmasıdır. Geçmişte olduğu gibi bugün de 46 yıllık gazetecilik kimliği ile bize destek veren dünyanın gündemindeki göç konusunun Türkiye’de de basın ile değerlendirilmesine ön ayak olan Sayın Mehmet Akarca’ya desteklerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız. Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde sağlanan fonlar kapsamında 24 aylık bir projenin faaliyeti olan basın buluşmaları, tüm saha çalışmalarını tamamlayan ve destekleyen en önemli faaliyetlerimizden biri.”



T.C. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca “. Çok önemli olduğunu düşündüğüm sığınmacılar, göçmenler ve mülteciler meselesini başta Türkiye olmak üzere bütün dünyanın tüm ayrıntılarıyla bilinmesi gerekir. Günümüzde çok ilginç gelişmeler oluyor, günümüzde Amerika Birleşik Devletleri'nin bütün dünyada askerleri var. Biliyorsunuz 3 bin 500 kadar Suriye'de, 4 bin kadar Afganistan'da… 6 gün öncesine kadar Meksika sınırından Amerika Birleşik Devletleri'ne iltica etmeye çalışan 7 bin Meksikalıya karşı 15 bin askeri sınırda konuşlandırdı. Yani mülteci başına tam teçhizatlı 2 asker. Biz de Türkiye olarak biliyorsunuz 4 milyon sığınmacı misafir ediyoruz. Çünkü Suriye'de karışıklık çıkması üzerine can kaygısına düşen Suriyeliler çocukları kucaklarında, karılarının ellerinden tutmuş, arkalarından açıdan ateşten kaçarak Türkiye sınırına geldiler. Bunlara nasıl olur da ‘Hayır, almıyoruz sizi orada kendi kaderinize mahkûm bir şekilde bırakıyoruz’ diyebiliriz? Elbette ki diyemeyiz. Biz bunu hiçbir dönemde demedik” ifadelerini kullandı



AB Türkiye Delegasyonu Program yöneticisi Steven De Vriendt, “Çok fazla mülteci kabul eden ülkelerde bu durum ev sahibi topluğu da etkilemekte. Türk nüfusuda etkilenmekte. Kilis'te bu yardım programı kapsamında çalışmakta olan bir hastanesi sadece mültecilere değil, Türk nüfusuna da hizmet etmekte. Bu yardım programı iki bölümden oluşmakta. 3 milyar avroluk bir kısmı 2016 ile 2017 yılları arasında sağlandı, yardım programının ikinci kısmında ise yeni bir 3 milyar avroluk bütçenin şu anda müzakereleri yürütülmekte. Yardım programının toplam bütçesi bugüne kadar 6 milyar avro ve bu son 3 milyar avroluk kısmın 400 milyonu eğitim alanına ayrılmış durumda. İnsani yardım konusunda dünyada doğrudan nakdi yardım oldukça yenilikçi bir yaklaşım. İnsani yardım alanında Türkiye'de yapılan bütün dünyanın dönüp baktığı bir şey. Çünkü bu ölçekte doğrudan nakit yardım daha önce dünyada yapılmış bir şey değil. İnsani yardım alanında ikinci en çok bilinen yöntem ise şartlı nakit transferi. Eğitim için şartlı nakit transferi programı, bu projenin temelinde yatıyor. Burada 368 binden fazla çocuğun okula devam etmelerini sağlamak için ailelerine destek sağlanıyor” dedi. 



Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Dış İlişkiler Görevlisi ve Sözcüsü Selin Ünal “Dünyada milyonlarca insan farklı bir sürü sebepten göç ediyor. Aslında sizlerin bizim yani basında televizyonda medyada okuduğumuz gördüğümüz haberler zorunlu göç üzerine olanlar. Yani biz sağlık için gittiği bir yerde kaldı artık orada yaşıyor haberlerinden ziyade yerlerini terk etmek zorunda olan kişiler ve onların yaşadıklarını konuşuyoruz, mültecileri konuşuyoruz, onların uyum problemlerini konuşuyoruz, nasıl yardım alacaklarını konuşuyoruz, ülkelerindeki siyasi durumu konuşuyoruz, savaşı konuşuyoruz, ‘Geri dönebilecekler mi, dönebilecekler mi’yi konuşuyoruz ve geldikleri ülkede yarattıkları dengeyi konuşuyoruz. 68 buçuk milyon kişi dünyada yerinden edilmiş olan kişi sayısı. Hepsi de mülteci değil. Çoğunlukla savaş ve çatışma durumlarından bahsediyoruz. Ülkesi içinde de yer değiştirmiş olabiliyorlar. Yani kendi yaşadıkları şehir güvenli olmadığı durumda başka bir ile geçen kişiler 40 milyonunu oluşturuyor. Ama bu 68 buçuk milyonun 25 buçuk milyonu ise mülteciler. Yani artık kendi ülkeleri tarafından koruma alamıyorlar. Kendi ülkelerinde hayatları tehlike altında. Ülkelerinde ayrılmadıkları takdirde ölüm riski ile karşı karşıya olabilen kişiler 25 buçuk milyonu temsil ediyor” açlklamalarında bulundu.


Konuşma sunumların ardından gazeteciler, SGDD’nin Mamak ve Altındağ’daki ofislerini ziyaret ederek, yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. 




yilmazparlar@yahoo.com

29 Ekim 2018 Pazartesi

Türkmenistan’ın 27. Bağımsızlık günü-Yılmaz Parlar

2019 “Barış ve Refah Yılı”


Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow, Türkmenistan’ın 27. Bağımsızlık günü kapsamında 26 Ekim 2018 cuma gecesi Hilton Boshorus Hotelde verdiği resepsiyon konuşmasında,  Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov’un BM 73. Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmayı hatırlatarak, Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov’un 2019 yılını ‘Barış ve Refah Yılı’ olarak ilan etmeyi önermiştir. Bu teklifin hayata geçirilmesi dünyada barışın, güvenliğin ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasında önemli faktör olacaktır.” dedi



Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow, 27. Bağımsızlık günü kapsamındaki resepsiyondaki konuşmasının büyük bir kısmını Türkiye-Türkmenistan ilişkileri başda olmak üzere Türkmenistan’ın önemli olayları oluşturdu.

Gerçekleşen resepsiyona, İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, Konsolos temsilcileri, Belediye dış ekonomik ilişkiler temsilcileri, iş sanat dünyası önemli isimleri, Türkiye’de bulunan Türkmenistan vatandaşları, öğrenciler, Akademideki subaylar şeklinde geniş elit bir katılım oldu.


Resepsiyon öncesi, Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow, konsolos yardımcıları ile birlikde konukları karşıladı. İki Ülkenin milli marşların çalınması sonrası. Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow açılış konuşması yaparak, sevinçli günü paylaşmalarından dolayı konuklara teşekkürlerini sundu.


Başkonsolus Myratgeldi Seyitmammedow, “Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov 25 Eylül 2018 tarihinde düzenlenen Türkmenistan Halk Konseyi toplantısında yaptığı tarihi konuşmada ülkemizin bugün geldiği safhayı ve kazanımlarını net bir şekilde ifade etmiştir. Bu bağlamda, Bağımsızlık yıllarında, Türkmenistan'da toplumsal yaşamın tüm alanlarında büyük gelişmeler kaydedildiği belirtilmiştir. Ekonomi alanı çeşitlendirme ilkelerine dayalı olarak gelişiyor. 27 yılda ekonomi alanına yapılan yatırımlar 350 kat artmış olup, bu 2600-den fazla üretim-teknik ve sosyal-kültürel amaçlı tesisleri kurma imkanı sağlamıştır.”dedi


Sonuçta ülkelerinde çok yönlü ekonominin ortaya çıktığını, ekonominin, çeşitli alanlarını, elektrik enerjisi, petrol-gaz, makine sanayisi, metallurji, kimya, inşaat, elektron, tekstil ve gıda sanayi alanları ve diğer sanayi dallarından oluştuğunu ifade ederek,

düzenli makroekonomik politikanın uygulanması ile gayri safi yurtiçi hâsıla hacminin  artığını, bu durum ülkenin uzun vadede gelişimine yönelik stratejik programların uygulanması sonucunda kazanıldığını dile getirdi.


Seyitmammedow, “Ülke nüfusunun sosyal güvenliğini yükseltmek Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov'un devlet politikasının öncelikli yönlerinden biridir. Devlet bütçesinin büyük kısmı eğitim, sağlık, spor ve diğer sosyal alanlar için tahsis ediliyor.

Aynı zamanda Türkmen halkının zengin kültürel mirasının geliştirilmesi konusuna büyük önem veriliyor. Ülkede uygulanan manevi-kültürel kalkınma politikası eğitim, bilim, kültür ve sanat düzeyinin daha da yükseltilmesini hedefliyor.”şeklinde kültürel ve kalkınma politika olduğunu vurguladı.
Sağlık alanında da devlet tarafından büyük çalışmalar yapıldığını söyleyerek, “Aşkabat'ta ve çeşitli illerimizde yapılan modern sağlık merkezleri ve sağlık kuruluşları bunun bir göstergesidir.
Beden eğitimi ve spor alanında uygulanan devlet politikası da pozitif sonuçlar veriyor. Geçen sene Aşkabat'ta Kapalı salon ve savaş sanatı 5. Asya Oyunları, geçen Eylül ayında Amul-Hazar Uluslararası oto rallisi başarıyla düzenlenmiştir. “Türkmenistan – Büyük İpek Yolu’nun Kalbi” olarak ilan edilen 2018 yılında yanı Kasım ayında Uluslararası Halter Şampiyonası yine başkent Aşkabat’ta yapılacaktır. Türkmen sporcuları yarışmalarda büyük başarı göstermiştir.” Başarıyla sonuçlandığını işaretledi.


Bağımsız ve tarafsız Türkmenistan’ın, ekonomi ve sosyal hayatın tüm alanlarında uygulanan büyük yenilikler yolunda güvenle ilerlediğini kaydeden Konsolos Seyitmammedow “Bunun yanında devletimizin modern dünyanın gelişmiş ülkeleri safına yükselmesiyle ilgili konular da başarılıyla çözümleniyor.


Türkmenistan daimi tarafsızlık hukuk statüsüne sahip bir ülkedir. Türkmenistan’ın tarafsızlığı 12 Aralık 1995’te BM Genel Kurulu tarafından onaylanmıştır. Olumlu tarafsızlık politikasının önemini vurgulayan Türkmenistan’ın girişimleri ile BM Genel Kurulu 12 Aralık gününü Uluslararası Tarafsızlık Günü olarak ilan etmiştir.

Bugün Türkmenistan’ın izlediği barış politikası güven duyma, şeffaflık ve güvenlik gibi üç ana ilkeye dayanıyor. Bu politika bölgesel ve küresel sorunların yapıcı bir çözüme kavuşturulmasını hedefliyor.
Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov BM 73.Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada 2019 yılını ‘Barış ve Refah Yılı’ olarak ilan etmeyi önermiştir. Bu teklifin hayata geçirilmesi dünyada barışın, güvenliğin ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasında önemli faktör olacaktır.”dedi


Türkiye ilişkilerine değinen Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow “Türkmenistan dostane ve karşılıklı yarara dayalı devletlerarası ilişkilerin ve işbirliğinin pekiştirilmesine büyük önem veriyor. Bağımsızlık döneminde Türkmen-Türk ilişkileri yüksek boyutlara erişmiştir.

Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz son yıllarda yeni seviyeye çıkmıştır. İki ülkenin halklarını birleştiren sağlam dostane ilişkiler ve kökleri yüzyılların derinliklerine dayanan ortak tarihi-kültürel değerlerimiz Türkmen-türk işbirliğinin gelişmesinin önemli koşulunu oluşturmaktadır.”şeklinde ilişkilerimizin sürdürebilirliğini vurguladı.


Vali yardımcısı İsmail Gültekin, iki ülkenin tarihin derinliklerinden gelen köklerimizin ortaklığı, her platforma taşıyabileceğimiz bu unsurun kuvvetli bir bağ olduğunu kültürel, iki ülkeninde sosyal, ekonomik ilişkileri dahada ileriye- yüksek seviyelere çekme niyetinde olduğunu vurguladı.


Resepsiyonda Türkmenistan kültürünü gösteren stand kadar. Özel nefis lezzetli, Türkmen Pilavı çok yoğun ilgi gördü.

Konuklar Türkmenistan kültürünü tanımış oldular.

yilmazparlar@yahoo.com

23 Eylül 2018 Pazar

Brezilya Bağımsızlık günü resepsiyon-Yılmaz Parlar

YAŞASIN BREZİLYA-YAŞASIN TÜRKİYE

Samba Ülkesinin Kurtuluş Gününde Yine Atatürk..


Yalnız Türkiye’nin değil, Dünya’nın sevgisini, sempatisini kazanan samba ülkesi Brezilya Kurtuluş günü kapsamında verilen resepsiyonda, İstanbul ve Türkiye sevdalısı, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França yaptığı konuşmasında yine Atatürk takdiri yine Atatürk sevgisi vardı.

İstanbul Brezilya Baş Konsolosluğu 7 Eylül Brezilya Bağımsızlık günü kapsamında 19 Eylül 2018 Çarşamba günü Ritz Carlton Hotelde, Brezilya’nın Ankara Büyükelçisi Eduardo Gradilone ve eşi Diva Gradilone katılımıyla resepsiyon verdi. 

İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França “7 Eylül 1822’de Brezilya’daki yurttaşların adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerini takiben, Naip Pedro de Alcantara sömürgeci yönetimi kaldırmaya ve Portekiz’den bağımsızlık ilan etmeye karar verdi. Kendisi Brezilya İmparatorluğu’nun ilk yöneticisi, I. Pedro oldu. 

Kıta Amerikası tarihindeki bu mühim olay Brezilya’nın egemen bir ulus olarak varlığının başlangıcını işaret etmektedir. Brezilya halkının kendi kaderi üzerindeki yüksek otoritesinin delili ve eski sömürgeci hakimiyete dayalı adaletsiz uluslararası düzenin reddidir. 
Birçok açıdan benzer şekilde, Mustafa Kemal Atatürk dış müdahaleye karşı silahlanan Anadolu halkına Kurtuluş Şavaşı'nda liderlik etmiş ve çağın egemen güçleri tarafından Türkiye'ye dayatılan Sevr Anlaşması'nın haksız taleplerini reddetmiştir
Kaderin çarpıcı bir tesadüfü ile, Atatürk’ün 1927’deki Nutku’nda dile getirdiği önemli şiarı, yüz beş yıl önce Brezilya’nın bağımsızlığının ilan edildiği anda I. Pedro’nun beyan ettiği sözler ile tamamen aynıdır: 
“Ya İstiklal, Ya Ölüm!”
“Independência ou Morte!” Şeklinde Mustafa Kemal Atatürk sevgisini ve takdirini dile getirdi.
Başta Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul Boğaz'ı Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Yabancı Konsolosların ve temsilcilerin, DEİK Brezilya-Türkiye İş Konseyi Başkanı Demir Şarman’ın iş siyaset sanat Dünyasının seçkin kişilerin elit davetlerin katıldığın resepsiyonda iki ülke Milli marşların okunmasıyla birlikde Konsolos França konuşmasında önemli bilgiler paylaştı. “Brezilya’nın bağımsızlığı farklı kültürel birikimlere sahip 200 milyondan fazla vatandaşa yurt olan büyük bir ulusu meydana getirmiştir. Brezilya’nın kalkınma yolculuğu boyunca dünyanın her köşesinden gelen göçmenler, ki buna Türkiye ve önceki Osmanlı toprakları da dahildir, hukukun egemenliğine ve liberal ve demokratik ilkelere dayalı müreffeh bir ülke yaratılmasında yardımcı olmuştur. 
Brezilya ile Türkiye halklarının ulusal kimlikleri bağımsızlık nosyonunu mihenk taşı olarak ve en temel dayanak olarak içermektedir. Köklü bir dostluğumuz var - Brezilya ve Osmanlı İmparatorlukları arasında Dostluk ve Ticaret Anlaşması'nın imzalanması ile Brezilya ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 2018'de yüz altmışıncı yılını kutluyoruz.”Bilgilerini verdi. 

İki ülkenin benzerliklerini ortaya koyan França “Bugünlerde Brezilya ve Türkiye daha çok ortak noktaya sahip - her ikisi de kendi bölgesel bağlamlarında önemli rol oynayan ve birtakım küresel sorunlar üzerinde benzer görüşlere sahip, üst-orta gelirli gelişmekte olan ülkeler. Güçlü, karmaşık ve oturmuş endüstriyel ekonomileriz. Ülkelerimiz son zamanlarda bazı politik ve ekonomik türbülanslar yaşamasına rağmen, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne olan ortak bağlılığımız, fırtına gözden kaybolduktan sonra başarıya ve refaha ermemizi sağlayacaktır.” Dedi.

Ticari ilişkilerimiz ve Turizm- ülke ziyaretcileri hakkında “2017'de ikili ticaret neredeyse 3 milyar Amerikan Dolarına ulaşmıştır, 2016'dan %38 artış yaşanmıştır. 10 yıllık dönem içerisinde, ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi %108 artmıştır. Coğrafi mesafeye karşın, iki ülke arasında muazzam bir çekim vardır. Türkiye hızla Brezilyalı turistlerin en çok tercih ettiği destinasyonlardan biri haline gelmektedir. Her yıl ortalama 60 bin turist buraya gelmektedir.”şeklinde açıklamalarda bulundu.

Konsolosluğun Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu – DEİK ile geliştirebildiği, ticaret ve dostluk bağlarımızı iyileştirmemizde etkili olan ortaklığını kutlayan sözlerle, “Brezilyalı özel şirketlerin Türkiye ekonomisinin çeşitli sektörlerindeki yatırımları açısından Türkiye istikrarlı bir şekilde cazip bir hedefe dönüşmektedir. Diğer taraftan, önemli Türk yatırımlarının Brezilya pazarına doğru hareket ettiğini görmekteyiz, ki üçüncü en büyük yabancı yatırım çeken ülkedir.”Bilgisini paylaştı.

İki ülke arasında devam eden yüksek düzey siyasi ikili diyaloğunu, Brezilya Tarım Bakanı Yardımcısı Mevkidaşı ile istişare için Ankara’ya geldiğini,  Brezilya Tarım Bakanlığı WorldFood İstanbul Fuarı’ndaki ulusal pavyonda  sponsor olduğunu vurguladı. 

Brezilyalı yurttaşlarına, Portekizce olarak seslenmek istediğini söyleyen, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França “Prince Regent tarafından imzalanan İlk Bağımsızlık Bildirgesinden alıntı, d. Pedro de Alcântara, 1 Ağustos 1822.

7 Ekim’de yeni Brezilya Cumhurbaşkanı’na oy vereceğiz. Gelecek dört yıl boyunca milletimize liderlik edecek olanı seçmek bizim sorumluluğumuzdur.
Ülkemize inanalım! Brezilya bizler, ailelerimiz, dostlarımız ve vatandaşlarımız.
Güzel ve çeşitli bir kültüre sahibiz. Gerçek tam vatandaşlar olalım, geleceğimizi ulus olarak tanımlamak için kaderimizin kontrolünü ele alalım.” Dedi.

“Brezilya ve Türkiye arasındaki dostluk bağları ile karşılıklı saygı ve takdirin bu gece daha da güçlü olmasını ve her geçen gün daha yakın ve sıkı olmasını temenni ederim. 

Yaşasın Brezilya! Yaşasın Türkiye!
Hepinize teşekkürler ve iyi eğlenceler.”Sözleriyle konuşmasını noktaladı.

Konuşma ardından Konsolos Paulo França çalışma arkadașları Sena Belkayalı ve Mustafa Dolu’ya Brezilya Devleti adına üstün hizmet nişanı takdim etdi.. 

Konuklar arasında Merkezi İstanbul’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Florida, California ve New York eyaletlerinde şubeleri olan, GP Universal Şirketi Sahipleri Pınar Peker-Fariba Graham Konsolos ile yaptıkları sohbetde iki ülke arasında Ticari yatırımlara katkı yapacaklarını belirtdiler.

Gecenin sürprizi yaptığı brezilya müzik elçiliğinden dolayı Devlet sanatcı nişanına sahip Jozi Levi’nin samba ritm öğretisiyle yine kendi atölyesinden getirdiği davetlilere dağıtılan ritm aletlerinin samba ritmlerin çalınmasıydı. Çok güzel bir atmosferle sambalı kutlama yapıldı. Doyasıya gece yaşandı. Jozi Levi Brezilya orkestrasının Latin şarkıları icra eden Banu Kuntışık birbirinden güzel Brezilya şarkılarıyla geceye renk katdı.




yilmazparlar@yahoo.com